Aklı atıl bırakma,
Batıla doğru akma,
Geçici heves için,
Sakın atini yakma.
Akıl sahibi insan,
Akıl insana ihsan,
..
KADERCİ TOPLUMLARDA
Dikili kuru gibi, meyvesiz ve gölgesiz,
Ancak yakmaya yarar, ormancıdan belgesiz.
İnsan hakkı ne bilmez, şeyhine bağlı dilsiz,
Kaderci toplumlarda, akıl, fikir çalışmaz.
Hakkını arayanı, kendine düşman beller,
..
İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez
Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez
Ziya PAŞA
İdrak-i maali:Kelime anlamı yüksek fikirleri,derin hikmetleri kavramaktır.
Akıl mecaz aleminde olup bitenleri kavramak ve beden ülkesini yönetmekle görevli bir melekedir.
Akıl Cebraile benzer onun sınırı,sidretül münteha (maddi alemle-mana
..
Yaz ufkuna Sübhân’ın mihenginden bir nâme
Koy önüne gümanın yol verme izmihlâle
Aşk ikliminde yoğrul kalbin sesini dinle
Derûnda nefes yoksa akıl olur dîvâne
Gönül ehli erlerin dîvânına girsene
Derûnî hikmetlerin deryasında yüzsene
..
Mustafa İle Erol’dan Atışma
Akıl ve Gönül
Benim adım akıl, düşünürüm hep.
Her yaptığım işte, çıkar güderim.
Başarılarıma, budur tek sebep.
..
Gerçek sevgi algısında birey narsizmini yenmiş olmalıdır. Bu nedenle bütünüyle bilinçlenebilecek iki bireyin kendilerini iki ayrı varlık olarak algılaması gereklidir. Ve bu genelde birbirleriyle açılıp bütünleşen iki kişi arsında kurulan sürekli bir ilişkide vücut bulur.
Şimdi de sevgide özgürlük, sorumluluk, bilmek ve tutku gibi birbiriyle oldukça ilintili ve çoğu zaman popüler kültürün kaosu altında birbiriyle karışan kavramlar üzerinde düşünelim. Eğer özgürlük TANRI’NIN BUYURDUĞU ÜZRE, A yada B unsurlarından birini seçmekse tabi ki akıl dışı tutkuların buyurduğu eyleme karşı aklın buyurduğu eylemi seçme sorunudur (Burada bilmek ve sorumluluk kavramlarının birbirleriyle ilişkisine dikkat edilmelidir) . Tabi ki burada özgürlüğün kişi tarafından istenilen her şeyi yapma iradesi olmadığı üzerinde durmama gerek yok. Spinoza` ya göre özgürlük: gerçekliğin farkında olmaktan, bu gerçekliği kabul etmekten doğan,bireyin ruhsal ve zihinsel yeteneklerini en iyi biçimde geliştirmesini sağlayacak eylemleri belirleyen “yeterli fikirlerden” oluşur. yine Spinoza`ya göre insan eylemini, tutkular yada (nedenlerle) akıl belirler. TUTKULARIN YÖNETİMİNDE İNSAN,TUTSAK GİBİDİR; AKLIN YÖNETİMİNDEYSE ÖZGÜRDÜR. Gerçekten özgür olan bir insan seven, üreten ve bağımsız bir kişidir. Bu anlamda özgür insan iki olası eylem arasında özel bir seçimi yapan değil bu seçeneklerden “kötü olan seçeneği seçme özgürlüğü olmayan” insan, bütünüyle özgürdür. Bu da BİLME yi gerektirir. Sevgiyi kavramak yolunda özgürlük,sorumluluk terimlerini bilgiyle doğru oturtmanın yaşamda kaos ve bunalımlardan uzak daha kolay bir yol haritası sunacağına inanıyorum.
*kaynaklar: -Eric From sevginin ve şiddetin kaynağı
-Spinoza ahlak
Bülent KİRAZ
25.12.2002-Helsinki
..
Hiç akıl yordunmu buna,kara cahilden dost olmaz
Almış güle taş vuruyor,çilene yoldaş görünür
Koyma akıl akıl olmaz,öğüt versen bile dolmaz
Meclisi bilmez cahiller,ehli irfan baş görünür
Mevlasını bilen kullar,aldanmaz dünya varına
İlmi altın olanların,bakırı satmaz yarına
..
HALKIMIZ ÇOK DUYARSIZ
Halkımız çok duyarsız, neme lazımla yaşar,
Yalanlara inanır, aklı-fikri hep şaşar.
Hem başına, ülkeye, onulmaz dertler açar,
Benim kahrım bana ne, diyen tüm ahmaklara.
Akıl yoksa insanda, nasihat etmez para.
..
Ey akıl
Susmaz kaderler kadar bulanık mısın?
Çöp kıymeti olmayan ateşi al misal,
Ucunda ki yangına hasret, ez-Va'yı.
Ey akıl,
Sönmüş duraklara yolcu musun?
..
En büyük put bilin ki, İnsanın kendi nefsi,
Şirke doğru sürükler, Nefislerin hevesi,
Nefse gem vuramazsan,Düşersin bataklığa,
Sevindirmek istemem, Melun olan iblisi.
Akıl tefekkür eder, sorgular inancını,
..
Kusursuz eksiksiz tami tümüne yozlasmis cürümüs cökmüs erimis yoksun batak bagnaz bunalmis kokusmus alcalmis kücülmüs bencil kindar korkunc karanlik kötümser cekimser cirkef illet zillet kul usak dalkavuk ayakci isbirlikci köle sekil gösteris fiyaka ve özenti bagimlisi beylik-sultalik carmihina varini yogunu harcayip tükenen güdümlülükle, uydurulup icat edildigi tüm beklentilerin bile cok cok üstünde yagmaya talana vurguna körlüge isgale tecavüze kötülüge kirlilige esarete paylasimsizliga sömürüye hukuksuzluga bölünmüslüge kusatmaya tasaronluga katillige ajanliga piyonluga ayrismaya catismaya sinmislige nefrete düsmanlasmaya yoksulluga yolsuzluga ölüme zuluma korku ve caresizlik donatip, özgürlük baris demokrasi esitlik gibi algi-ilgi bulantisi küresel cerrahi müdahalelere kiraladigi katilligi süsleyip püsleyen BOP cehennem batakligi etrafindan azdirilip her cesit yikima körüklenen ve her türlü pustlugu serefsizligi ihaneti ruhunda gizleyip bedeninde barindiran, kiyasiya bir kalkisma var sevgili ülkemiz Türkiye´nin tümüne yönelik, agrlikli ve yogunluklu dogusunda…
Parali Askerlik düzenlemesini tipki bütün yagma talan arsa arazi maden hirsizlik yolsuzluk vurgun soygun sömürü ihanetini isleyip sagladiklari kisiliksiz karaktersiz ahlaksiz inancsiz bozuklugu özel kitapsiz hukuksuz kanunlarla meddelestirip günlük yasamin ayrilmaz vazgecilmezlerine kosullayip yerlesik sorgusuz sualsizlere islerlik kazandirdiklari gibi dayanip dösendiklerinin sonucu, zaten nicedir (bilhassa tüm haram hirsiz yolsuz ipsiz sapsizliklarin Yuro-amerikanlasma sosyeteligine özellikle ve özel heveslendirilerek her cesit insanlik bozulmasini Türkiye´ye yedirip yutturan ellili yillardan buyana günümüze katlayarak sürüklenip geldigi) evvel evvelinden varolagelen birbirini özenerek ülkenin tüm kazanimlarini alttan alta kmirip tüketip calismaz islemezlere körkötürümlestirdikleri DEVLET kurum birim ve kuruluslarini yagmanin talanin hukuksuzlugun acimasizligin sorumsuzlugun ihanetin delaletin kendileri kisilik karakterine ayarli uyarli yerlesik düzen haline getiren medyalar, komedyalar, modalar, holdingler, mafyalar,tefeciler, yariciler, bölücüler, talancilar, tecavüzcüler, soyguncular, sömürücüler, borsalar, bankalar, siyasiler,sanatcilar ve diger renkli isikli fiyakali yanip dönüp sönen azman irisi azgin sapkin ivirzivirlar, buralardaki tüm KÜRESEL KIYIM ve YIKIMLARINA bagli bölme ayrisma parcalanma kalkisma (özellikle KÜRT MARKALI) hainlik hinlik ihanetine karsi verilen can mal özveri gayret ve hayat kayiplarinda, hicbirzaman hic mi hic denecek derecede yoklardi….
Nasil olaydilarki….? Nasil…? !
Bügüne kadar ugradigi can mal ve sinir kayiplarinin tümünü agir ihanet isbirlii ve tüm dünyayi duyup görmeecek kdar kendi servet saltanat saray villa dörtduvarlasma alli pullu süslü püslü karanligina kilitleyip kapatmis irade bilgi beceri duyum paylasim sorumluluk yetki ve yetenek sahipsizliginin hayatin olanca olumsuzlujklarini kisisel keyfi-zevkine giyinmis kusanmisligiyla ÜLKE iDARESiNE ve toplum yönetimine sorgusuz sualsiz örtüp ödeneklestigi sebebiyle, sanki tarihsel yasanmisliklardan hicbir bilinc bellek kiyas akil fikir irade idrak birikimi olmamiscasina bütün yozlasmis cürümüs bitmis kokusmuslar sorasi her yikilisinda büyük kayiplar veren dünümüzü diriltip hortlatarak,özene bezene bugünlere bütün yikim yapili öldürücü bitirici batirici enkazini HAiNLiK maddesinden PEKAKA benzeri tüm üretilmis uydurulmus küresel pust ve piyonluk katilleriyle bölüsüp paylasarak mal mülk servet saltanat güc gösteris yetki ve irade sahibi olanlarin bizzat kendileri degil midir, devlet millet memleket hak hukuk onur huzur kültür sevgi paylasim sorumluluk gibi bütün insan degerli kisiligi ve karakterliligi tezgahini soyguna sömürüye kurduklari kiyim cehenneminde bozguna ugratan ve kendi keyfi cikari ugruna her türlü asagilasma adiligini gösterip sergilemekte had hudut tanimayan Serbest Rekabetci Pazar Piyasasi Yeni Dünya Düzeni kulpunda kuyrukcu yedekcisi tasiyani tasoronu, isgalciler, deyyuslar, tecavüzcüler, bankalar, mafyalar, siyasiler, tarikatlar, holdingler, ayarli sanatcilar, tefeciler, acilimci akademisyenler, modalar, müzzikler, manlenler, diziler, soytsrilar, sosyeteler, reziller, dalkavuklar, kepazeler degiller miydi….? Zaten onlarin dagi ormani köyü denizi türlü türl varllik ve canlilarinin beraber ve birlikteyasayip ortak hayat sürdürdükleri akil fikir duyum vicdan onurhaysiyet hassasiyet yasadikca huzur ve haz duyacaklri kabülünde sevgi müjdeleyip INSANLIK nesli alip devreden bir dünyalari olmadigi gibi, TÜRKIYE gibi bir dert ve kaygilari da yoktu ezel ezelden….
Sevgili ATATÜRK´ün kisiliginde harfiyyen karakterlesip, herkesin ve herseyin kendi yasam hak hukuk özgün ve özgür degerliliginde varlik gösterip hayat sürdürmesi yönünde kimsenin kimseye veyahut hicbirseyin dogal dünyasina karisip kurcalamamasi gerekliligi duyarliligindaki `yurtta sulh cihnda sulh` insan güvenirliligiyle haysiyet ve hassasiyet gösterisi, bugün tüm dünya isgal kiyim yagma talan yikim tasaronluk kurumsallasmasindan baska hicbir sey ifade etmeyen Birlesmis Milletler`den ve Biresmis Milletler Evrensel Beyannamesi`nden evvel insanligin önünde dünya hayatina konulmus sergilenmis yigit, cesur, katilimci, sorumlu, bilincli, ilgili, bilgili akil ve vicdan sahibi tutum dsvranis timsaliydi.
Bu ugurdan…
Yani yasadigi insanligi toplumu ülkeyi ve dünyayi tüm kisisel hirs körlük karanlik ihtiras yalan haram talan gösteris tantana saltanat beylik sultanlik krallik hanedanlik alcalarak yükseldigini sanan kisilik bozuklugu heves veya karaktersizliklerden uzak tutarak varini yogunu ömrünü hayatini akliyla fikriyle özüyle sözüyle bilgisiyle becerisiyle cesaretiyle vicdaniyla sorumluluguyla davranisiyla düsüncesiyle paylasimciligiyla (onurlu itibarli soydan getirip gelecege devreden sevgi-saygi dengesi tutumlu tutarli özgün iradelilikle) insanligini özümsemis kisilik ve karakterliligi TÜRKIYE CUHURIYETi ile sapasaglam güvenceler altina almis olan `Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ` ATATÜRK haysiyet ve hassasiyetini, ` böyle zamanda bu devirde bu statüko kafayla hicbir yere varilip hicbirseyin sahibi olunmaz ` BOP toptancisi topyekün küresel isgal yagma talan taciz tecavüz akil ve mantikli servet saltanat kirallik habnedanlik düskünlügünü ÖZAL markali tüm bölgesel savas catisma yikim calkantilarinin hizmette milim kusur etmeyen `bir koyup bes alma ` ham hayal haydut haramiligine medya, mafia, borsa, ihanet, tarikat, hainlik, hinlik,banka, holding, siyaset, zevk, sefa, siddet,ayrisma, bölme, parcalama, yagma, nefret, kin, korku,hukuksuzluk, haksizlik, yolsuzluk, sefalet, ören, veran, yitmislik, yalnizlik, karanlik yapi bozukluguyla sevgili ülkemize keyifleri nasil biliyorsa, (On iki Eylül küresel dikta kanunnamesiyle) öylece sinip, sizip,sinsilesip, özel madolyonlandirilmis her türlü maksat ve kullanima elverisli cesaret yükselti seviyesinden BOP ESBASKANLIGI makamina kendilerini tüm sorgusuz sualsiz kanunsuz yolsuz hukuksuzlugun güc ve gösteris sahipliliginde yapilandilar…
..
Akıl, fikir, düşünce civa sanki, akar bir yere,
Doluya koyarsın almaz, boşa koyarsın dolmaz,
Çalış-çabalarsın çözülmez, hadi başka sefere,
Her şeyde bir hayır vardır, şartlar zorlanmaz.
Akıl sana değil, akla sen hakim olursan şayet,
Önce düşünüp, sonra konuşana itibar et...
..
Yar...
Gelen vurur, giden vurur
Nice sualler şaşkın vaziyette durur
Nitelik, erdem ve fazilet insan için bir onur
Ne oldum delisi olmak, günü kurtarmak nafile bir gurur
Heba olan akıl ve irade yalnızca dünyalık için mi bir hazzı sürur
Yaşarken, ruh, kalp, vicdan, akıl ve iradesinden habersizse neticesi hüsran olur...
..
Yar...
Bir olana bağlan
Ona kul olmanın haşyetiyle yan
Her umudunda aşk ve sevdasına inan
Akıl ve iraden için ilim, irfansız bir yol olmayacağına kan
Hesapsız akıl beladır, Nefs tahayyül edemeyeceğin kadar büyük canavardır
Yaşamaktan maksat hak ve hakikat için adanmaktır, yoksa aşk ve sevda niçin ardır
..
Gökyüzüne baksam seni görürüm,
Yeryüzüne baksam seni bilirim,
Varlık dünyasını bahşettin bize,
Gösterdiğin yoldan sana gelirim,
Akıl verdin bize herşeyi kavrar,
..
Gönül sesimin telleri akort tutmuyor,
Dönüp aklıma yönelttim, baktım yutmuyor,
Belleğimde ki kayıtlar, hiç unutmuyor,
İnsan kendi kendisini, neden aldatır.
Akıl sahipleri bir kez, yanlışa düşer,
Akıl yanlışı fark eder, duygudan küser,
..
Söyleyin Allah aşkına, akıl ne güne duruyor,
Akıllı olan varlıklar, yalnızca hayal kuruyor,
İnsan dışı tüm varlıklar, yaşama azmi içinde,
İnsan akıl sahibiyken, kendi kendini vuruyor.
Hepimiz önce insanız, görüntü ve manamızla,
Aynı batından doğmuşuz, Hava denen anamızla,
..
Bir kez yalan söylemeye gör; Yatsıdan sonra bir mumu zor yakarsın...
Yalanın rengi olsa, gökkuşağını boynuna dolarsın...
Orada bir köy var ya uzakta... Gitmesek de, görmesek de, bizim olan...
İşte o köy 'Onuncu' köydür. Orada yalancılara yer yoktur...
Sen o köye başını zor sokarsın..!
..
PERVASIZCA sordum; zaman ve mekan nerede;
iŞTE ; hepsi ruhumun AYAKLARI ALTINDA..!
Cesedim , dünya denen yuvarlak bir kürede;
O da; çamurlu bir misket gibi avucumda..!
Pir-i fani; “Deliye sorgu , sual yok “, dedi;
O günden beridir; hepten,AKLIMI YiTiRDiM..!
..