AKIL ŞİİRLERİ

Yar...
Yaratan hiç bir kuluna zulmetmez
Onun münker ve şer içinde bulunmasını dilemez
Yoksa Rahman ve Rahim sıfatıyla alemi kainata nimet bahşetmez
Asi ve tuğyan içindekileri akıl ve izan sahiplerine örnek göstererek dikkat çekmez
Yapılan ve kastı aşan aşırılıklara tahammül edip müsamaha göstermez, Zülcelâl sıfatını geciktirmez
Akıl ve irade vererek tercih etmesini dilemez, kuluna hiç bir üstünlük sahibi olmasını bizzat kabullenemez
..

Ah Ata'm ah! Bugünler de seni daha çok arar ve daha çok anlar olduk. Seni anlamaktan aciz insanlarla birlikte yaşar olduk. Öyle ki son günlerde eserlerin bile yanlış yorumlarla çarpıtılarak, yanlışları doğru diye söyletmeye çalışanlarla birlikte yaşamaya başladık. Düşünce ve eserlerini adım adım kemirenlerle dolu günlerle sık sık karşılaşır olduk. Seni yürekten anlayamayanların sözleriyle seni tanımaya çalıştık. Acılarımızı, dertlerimizi içimize attık da seni anlamaktan aciz insanları beynimizden atamadık. Geçmişi aşan düşüncelerinle, sanki geleceği görmüş gibi anlatışını hayranlıkla okuduk. Öyle onur ve gurur dolu sözlerin var ki, onlar bizim yolumuzu aydınlatan ışık olsun.

Ah Ata'm ah! On kasımlar geldiği gün bir hüzün kaplıyor içimi... Sana olan hayranlığım azalmıyor çoğalıyor. Kim ne derse desin. Senin eserlerin ve düşüncelerin onların cılız seslerini her zaman yok etmeye yeter. Bu ülke senin dediğin gibi şartlar ortaya çıktığı gün, yeni MUSTAFA KEMALLER göreve hazır olacak ve vatan için kendini adayacaktır. Seni bir Türk anası dünyaya getirdi. Gerekirse bin defa daha getirir bu vatan için.

“BİZ KİMSENİN DÜŞMANI DEĞİLİZ.YALNIZ İNSANLIĞIN DÜŞMANI OLANLARIN DÜŞMANIYIZ”,“BİLELİM Kİ MİLLİ BENLİĞİNİ BİLMEYEN MİLLETLER BAŞKA MİLLETLERE YEM OLURLAR.” Bu sözün üstüne ne söylenebilir ki Atatürk'üm.
“NE KADAR ZENGİN VE MÜREFFEH OLURSA OLSUN,İSTİKLALDEN MAHRUM BİR MİLLET,MEDENİ İNSANLIK KARŞISINDA UŞAK OLMAK MEVKİİNDEN YÜKSEK BİR MUAMELEYE LAYIK SAYILMAZ.”Atatürk. Öyle anlamlı sözlerin var ki; senin sözlerini anlamaya çalışmaktan kendimizi alamıyoruz. “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki,onun karşısında zincirler erir,taç ve tahtlar batar, mahvolur.Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”M.K.Atatürk.

..

Söz söylemek akıldan gelir, susmak yürektendir. Fakat unutulmamalıdır ki akıl sessiz işler kalp çok seslidir...
..

Asıl çaresizlik "Akıl ile Yürek" arasındadır..
..

Daha yeni girmiş,âh yirmiüç yaşına
Yavrular büyüte,yaslayıpta döşüne
Gelin kurban olam,senin hilal kaşına
Akıl ermez dostlar şu feleğin işine.

Cihanda rastlanmaz,güzel senin êşine
Yıldız gıpta eder,inci mercan dişine
..

Geceden gündüze yer gök rengi gözlere seyran
Baharda çiçekler kuşlar kokular tınılar algılar sultan
Yazda meyveler çeşit çeşit lezzetler serili ikram
Lezzetten lezzete koşuyor Hayvan ve insan

Gıdaya çalışan bedende biyofizik sırlar anladıkça aklıyla onurlanan
Eşler duygular onurlar emeller düşünmeye meydan anlamlı insan
..

Deli derneğine ben üye oldum,
Akıl akıl gel de peşime takıl.
Kendimi de ancak burada buldum,
Gözüme görünme, karşımdan yıkıl.

Derdin ve tasanın yapısı başka,
Umutla çarenin kapısı başka.
..

Cahiit Karaç’tan Güzel ve Anlamlı 1000 Seçkin Güzel Söz - 2

Halkıma Armağan Olsun



• Ahlak; insan beliğinde zaman içinde oluşturulup taşınan toplumsal bir değerdir. O da tarihin imbiğinden süzülerek oluşur.
..

Kapidan kovuldukca `sizden baska caremiz yok kurtulusumuz refahimiz huzurumuz siz bizi nasil ve ne sekilde buyurursaniz her dediginizin bin fazlsasina kivranip yikilip devrilip donanmaya hazir ve teslimiz siz emredin biz dilediginiz kadar yokluga yoksunluga gebe dislanma talan tarumar isgal tecavüz siddet asagilanma kahir yitelim yabancilasmanin kulu kölesi olmaya dünden haziriz `gibi gibi dillerden eylem söylem sergileyip gelistiren ihanet kagngina bütün duyum duyarlilik haysiyet sorumluluk tutum tavir bilgi birikim akil vicdanliligini esir veren insan kurakliligini ` AVRUPA BIRLIGi ` körükleyip gazlayan özel MEDYA yalakaligiyla kurtarip kotaran BENDEN IYISI YOK YUMURTA TOKUSTURUCULUGU, en seckinini irade sahibi yapip iktidara servetleyip saraylandiran BOP cerrahinin zehir zikkim RAPORTÖRLÜGÜNE tüm hususunu ve hassasiyetini dayanmis dösenmis (her kurdugu iliskiye tüm ülke kaderini beraber birlikte sürükleyip hali harabeye evirip ceviren haram hirsiz yolsuz hukuksuz kanunsuz siddet nefret catisma gerilim ggecimlisi sorgusuz sualsiz basina buyruk sivil dikta basibozuklugunun) `ne istediniz de vermedik yalasn dolan yanlis yanilgi tesis teminatiydi…
Al birini vur ötekine diyenler hesabindan birbirini özenmis bezenmis TÜRKiYE PAZARLAMACILIGIYLA yagma yikim talan tehdit tarumar alim satim BOP ihale ihanet sirket sebeke kurgu ve kurumsallasma mensup münaebetciligi, `bana dersimli Kemal derler` kovboy tosuncukluguna sipsivriltilerek parti baskanligi soyunmus kilif kalibindaki ayari verilmisligin ` bu kaymagi kiyak koltuk benden daha iyisine ne haktir ne de layik ` tipli Devlet Bahceli`lik ayar aynisinin dengi dengiyle mafya medya banka borsa holding tefeci araci gammaz düzenbaz tüsiad müsiad etnik veya mezhep bölücü ihanet delalet sürüsü kalabaligin yerlisi yabancisiyla yekvucut yalan yanlislar köktenciliginden dogma büyüme isgal tecavüz kiyim yikim ortakcikarcilar eskiya soyguncu sömürücüler toplulugunun AKEPE adiyla sirketlesip BOP tezgah piyasasinda hukuksuz sualsiz sorgusuz hadsiz hudutsuz onursuz itibarsiz sinirsiz sayisiz acilim sürecleriyle Türklügü, Atatürk`ü ve Türkiye Cumhuriyeti`ni delik desik etme katilligine yatirdiklari millete devlete topluma karsi kurulmus kundaklanmis yerel küresel usaklik veya tasaronluk iktidar ihalesidir…
Tokustugu bütün yumurtalasma birinciligini kimseye kaptirmamaya yönelik ve dönük `ben dersimli Kemal`im derken…..alt yapisinda Atatürk`ü yillar boyu carpik kentlesmenin, rantin, mafyalasmanin, yoksullugun,bagnazligin, tarafgirligin, hemsericiligin, sapkinligin, azginligin, üretimsizligin, bilgisizligin, beceriksizligin, torpilin, umutsuzlugun, sefaletin, devletsizligin, eskiyaligin, zorbaligin, iletisimsizliin, kayitsizligin, gecekonduculugun, kendi haline terkedilmis hayat calkantilarini haram hirsizlik yollariyla güce kudrete erismis kendinden baska kimseye hayat hakki tanimayan OSMANLI HACIZCiLIGINDEN klk sürüp gelerek kendilerini bugünün yüküne ve yarinin kahri cekilmezligine saplayip saray yali villa acgözlülügüne kurumsallasan dünkü günümüz zamanina güncellesmis `padisahim cok yasa `markasi olarak kullananlarin kivrak kostümlü siyasi kollayan koruyan figüranligi vardir…
Durup dururken Dersimli Kemal…diye bagira yirtina hani,ylreciligi bölgeciligi hemsericiligi tüm körlük bagnazlik gericilik ayrimcilik dislamacilik üstünkörücülük dogmacilk irkcilik kirlilik karanlik sapkinligi kokan ve tüm yagmac gaspci baskici soyguncu sömürücü dikta zorba düzenlerin gökte arayip da hic akillarina gelmedik yerde hazir bulduklari usakliga yapilmis uydurulmus piyon yahut figuranligin her hali tam uygun ve müsait hizmet görenliligini yerine getirmeye uygun vaziyetten amade, siyasetin bütün hokkabaz cingöz oyun oynatma öne cikarilmisliginin kafasi kalbi tam kiyak kuklaciligindan öte gelen durumdur ve harfiyyen de haram hirsizligi zorbaligi korkuyu siddeti nefreti sefilligi yolsuzlugu caresizligi hukuksuzlugu TÜRKIYE CUMHURiYETI yikim ve yagma kanunsuzluguna baglayan YENi TÜRKiYE svdalisi BOP emir vakiligine terbiyeli tavli talimli sivil diktayi BASKANLIK SEVICILIGIYLE `bu koltuklasma benden daha iyisinin ne hakkidir ne de layiki ` Devlet Bahceli mehepelesmesinin tokusa tokustura birinci geldigini zannettigi cilki cikmis toplum temsiliyeti kokusmusluguna delalettir…
Yani yillaryili üstüne kostümlenip dillerine pelesenk ettikleri toplumsasl degerlerin icini icerigini dünle yarin arasinda olup bitenlere akil yürütüm fikir yorup tavir koyacak kadar özgün, özgüvenli ve özgür iradeli varklik gösterememeye daralmis kücültülmüs yabancilastirip yalnizlasmaya bosalttiklari insan yokluguna BOP kulluk köleligine baglayip bagimlilastirarak `ne istediniz de vermedik ` Avrupa Birlikci usaklik- hayranligi kurtariciligina servetleyip sermayedarlamalardan tutun ki….her kurdugu Türkiye Cumhuriyeti yikim ortakliginda fena yanilip feci sekilde kazziklandigini bizzat kendilerinin kendilerine karsi (toplum devlet millet cürüme cökme pahasina) KiPKiRLi DOSYA AKLAMA –YIKAMA dava konusu ettiklerinin keyfiyetinin özünü itibarini haysiyetini sahsi cikarina cirolanmis (GE DÖRTBUCUK nitelikli elektroteknik cins) acilimlayan ve cüzdanlayan servet saltanat kaynak aktarimiydi..
`Pekaka ile Oslo`da görüsen de görüstü diyen de serefsizdir `den, bugün yarin nasil olsa herkesin acik kafa BOP cerrah ameliyatindan Türkiye Cumhuriyeti yikimina sayisiz yapilmis adam erkek bay kadinlar akil-vekil araciligiyla, acik ara mesafe acik oturtmali Medya masasindan karsi konulamaz teslimiyete tamamdir noktasini `bütün olup bitenlerin ihalesini ben verdim, ben verdim habur hat sinir girisinin vizesini, pesmergenin Kobani´ye silahli egitimli gecisini ben müsade ettim egittim donattim` sürec seyrini DOLMABAHCE (sevgili Atatürk`ün vefat ettigi yeri özenle secerek) Bop ganimet bölüsümü sirasinda her yikim yayagini devirip tekmeleyen suc ve sabikalilik ayyuka cikma ayan beyanliligini, akli vicdani zihni bellegi bilinci duyumu tepkisi duyarliligi tersyüz olarak BOP yitik yabancililigina harcayip baglanmis tüketmis olsa bile toplum cöküs cürüme yoksunluk ve yozlasmasi, GE DÖRTBUCUK Türkiye satip pazarlama üretimsizligi, hayatin her türl bütün olur olmazlarini silinmez siciline yazip her delalet ve ihaneti defteri dürülmüs insanlik (dün baska yarin bambaska) döner yanarligina kaydediyordu..
AYKUT ERDOGDU…AKEPE ortak iktidarciliginin YENI CEHEPE´sini tam da bu yumurta tokusturuculugu ahkam kesme tavli talimli tezgahta bir sürü ezber toplumsal süslü laflarla evirip kivirirken, bütün isi gücü Türklüge, Atatürk`e ve türkiye Cumhuriyeti yikiciligina durup durup ve yeniden kasiyip kanatip hortlatan yeni numaracilarin uluslararasi ve yerli isbirlikciler arzeden mahsus maksat dogrultusunda en basta sanat müzik iletisim kültür egitim düsünce inanc fikir ahlak algi aliskanliklar bütünlügünün toplumsal temsilcisi siyaseti en vurgun yiyen sivil halinden cikartip BOP ihanet ihalelerine cürüterek cökerten sayisiz imha figuranligini BEKAROGLU ile öve öve öve `iyi ki varsin ve iyi ki cehepedesin ` paravan piyasaciligi, tipki Deniz Baykal`in JET FADIL ortak kanunlastirma numaraciligiyla bugünlere kadar gher hamlesini ortakca saldirip yönetip yürüttükleri haksizligi hukuksuzlugu yagmayi vurgunu harami helal kilan yollardan (muhalifsiz, secenegi olmayan devletsiz milletsiz yüzde on barajli Bop ortakcikarcilar iktidarligiyla) yasama yürütme yargilama BASKANLIK SiSTEMi kurtarip kotarmalarin en seckin Türkiye Cumhuriyeti yikim muhtariyetidir.
..

insan...
bir akıl ve duygu yumağıdır...
akıl; kullandığın kadar...
duygu; yaşadığın kadar senindir...
bilmeliyiz! ...
kimimiz; akıl sınırlarını zorlarken deliliğe...
kimimiz; duygu yoğunluğunu geçerken melankoniğe ereriz....
..

Kaç kere doldun eksildin
Kaç kere yıkılıp dizildin
Kaç kere tarihe yazıldın
Akıl ermez işine dünya

Kurtulduğun günden beridir
Yaşamak kavganın yeridir
..

Ne vakit gönlüme bir hüzün düşse
Nazarım başkalaşır, içime bir ürperti nüfus eder
Temaşa ettiğim ve yakinen bildiğim canların bitmeyen telaşı
Dinmeyen gamı, alıp götüren efkarı, yalnızlığa sürükleyen muhabbetsiz halive umudu solduran yılgınlığı düşündürür

İnsan önce kalbini ihmal etmemeli
Akıl şirazesi ve vicdan muhasebesi bilgiyle anlam bulan kıymettir
..

Aklım sende kaldı, akıl mı kaldı,
Derdimi söylemem, saklı saklı,
Şöyle bir düşün hele, kim haklı,
Aklım sende kaldı, akıl mı kaldı,


Ne kadar kolay, yalan söylenir,
..

Atatürk ve arkadaşlarıydı sadece.
Çöken Osmanlı’nın enkazı üzerine
Cumhuriyet’i kurmuş,
Çağdaşlık adına gereken devrimleri yapmış,
Akıl ve bilimi miras bırakıp gitmişlerdi.
Yazık ki yerlerine gelenler
Geç bulunup erken kaybedilenlerin de,
..

Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur

Eskiden geri toplumların yer üstü yer altı kaynaklarını sömürmek için ellerine kutsal kitap (mesela İncil) tutuştururlardı! Biraz uyandıklarında da ayrıştırma yapıldı. İç savaşlarla sömürü devam etti. Bu geri toplumlar tamamen çökme durumuna gelince de göstermelik yardımlar yapıldı! Sömürülecek toplumlar öyle bir işleniyor ki; ibadethane ve hastane arasında, birinde sakat olan zihnini uyuşturuyor, diğerinde sakat bedenini güya iyileştiriyor! "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur! " düsturuyla hareket etse hem bedeni hem zihnini tedavi edebilecek ama bu iki unsur; biri ibadethanelerle, diğeri hastanelerle desteklenerek iyice yerleştirilir! İbadethane ve hastane arasında mekik dokuyan, kaynakları da egemenlerce sömürülen her açıdan güdük bir toplum kaçınılmaz olarak oluşur!

“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” Bu sözü çok severim, tarihte ilk kim söylemiş oraya girmeyeceğim ama söz güzel ve yazıma başlık oldu.

Geniş açıdan bakınca görünen şu; ilkel bir kabilede, kabile reisinden sonra protokolde kabile büyücüsü gelir değil mi? Kabile büyücüsü, iki ana iş yapar? Biri kabilenin ilahlarla olan ilişkilerini düzenlemek, diğeri şifa dağıtmak! Birinci işine karşılık gelen bina tapınaktır, diğer işine karşı gelen bina da hastanedir! “Sağlam kafa” dan kasıt, beyin yani insanın aklı değil mi? “Sağlam vücut” da sağlıklı bir beden! Beden, kafayı taşır; beden, ruhun bineği… Yani maddi beden sağlam olmalı ki manevi akıl da sağlam binekte sağlıklı işlesin. Geri toplumlarda bu iki ama unsur zedelenmiş. Yani akıl sağlığı beden sağlığına paralel olarak bozuluyor…
..

Söyledik dedik ya…ilimsiz ilkesiz ne devlet devlet ne insan insan ne toplum toplum ne dünya dünya olamayacagi gibi, hayatin saglikli güvenli egitimli kültürlü huzurlu akil fikir düsünce inanc emek sevgi saygi adalet danisma dayanisma özgürlük itibar irade ve paylasim temelinde tutunup besleyen kaynaklar yoksunlugundan devamliga düzen saglayamayacagini….
Karsilikli degerler dengesinde lazin cerkezin kürdün arabin acemin ortak yurdu ve yuvasi TÜRKIYE CUMHURiYETI , esirgenmeyen kendinden emin fedakarligin hayati bedelleri karsiligindan TÜRK toplumu olarak ayni keder ve sevinclere topraklanirken, Türklügün zaten asal karakterinde olan akil vicdan ahlak cesaret merhamet adalet emek saygi kütür bilgi danisma paylasim güven özgürlük baris ve özgüven kaynakli esas ve ilkesel temeller üzerine yapisini kurdu kurumlastirdi.
Devletciligi Halkcilikla
Devrimciligi Milliyetcilikle
Lakligi Cumhuriyetcilikle kimsenin kisisel mal mülk servet güc iktidar düskünlügünü doyurmaya toptan rehin beylik saraylik sultanlik basinabuyruk zevkine birakmaksizin kisiyi kendisiyle, toplumuyla ve yasadigi dünyasiyla hayatin getirdigi bütün sorunlarin her durumda rahatlikla gögüsleyip üstesinden gelecegi her türlü donanmisligi edinip teminat altina almanin ülke zenginligidir TÜRKIYE CUMHURiYETI.
Yurtta Baris Dünyada Baris ve Yirmi Üc Nisan Egemenlik ve Cocuk Bayrami, tüm bu degerliligi daha da zenginlestiren yapisi yenilmez sarsilmaz insanlik ilkeselligidir..
Bu yüzden hicbir kiralik akil fikir yol yordamlarla hayalperestligin üfürüp ucuran sürüm savrumuna kapilmaksizin öz be öz bütün TÜRK TOPLUMUYLA esdeger ahlaki felsefi kültürel kazanim ve birikimlerine göre kurulup donanan bu zenginlik, sömürücünün talancinin isgalcinin tecavüzcünün vurguncunun bölücünün yikicinin daha kuruldugu ilk yillarindan beri ihanet usaklik dalkavukluk ve toptan saldiri hedefindeydi.
..

Baran bari gişti şıl bu (Yağmur yağdı her yer ıslandı)
Ev kı çuyı mekefi du (Gidenin peşine düşme)
Vakta ez çum lı gurbetı (Ben gurbete çıktığımda)
Akıl nema serımın çu (Akıl başımdan gitti)

Lı dengımı bunı bezar (Sesimden rahatsız oldular)
Lı serımın gışti nezer (Başımda hep nazar var)
..

290.

Vakti zamanında bir zat yollara düşmüş Cüneyd El Bağdadi'yi ziyaret etmek için. Mahalleye gelince kahvedekilere sormuş, evini göstermişler. Gitmiş, kapıyı çalmış. Kapıyı açan Cüneyd El Bağdadi "Kimi arıyorsun? " diye sorunca adam "Cüneyd'i arıyorum" demiş.. Cüneyd El Bağdadi'nin cevabı ibretlik...
"Ben de..."

Kendimi bildim bileli kendimi arıyorum ben de. Kimim? Yani ben benim elbette de benim diyen bu ben aslında kim? Çaresiz bir arayış bu. Yine Cüneyd'in çaresizlikle ilgili muazzam bir tesbiti var. Çare arayanlara "Çare, çareyi terk etmektir", der. Çare çareden vazgeçmektir demek gibi bir şey bu. Cüneyd Allah dostu bir veli, kendinden vazgeçmesi de kolay nefsini öldürmesi de. Ben halt edeceğim peki?

..

Her şey dünyada rüya,
Değmez oyalanmaya…
Mademki hayal dünya,
Haydi, namaz kılmaya…

Rüyada bile olsan,
Derim namazını kıl,
..

Neden düşeriz; tekrar ayağa kalkmayı öğrenmek için değilmi?
Hayat yolunda her düşüş bizi kimi zaman yıktı, kimi zaman isyan ettirdi, kimi zaman dünyadaki en şanssız adam olduğumuzu düşünmemizi sağladı. Oysa asıl mutluluk ve aheng o her düşüşten sonra kendi başarımızı görüp ayağa kalkmayı deneyecek azmi içimizde hissetmekti. Bunu ya başardık yada bekledik birinin bize elini uzatmasını... Öncelikle şunu kabul etmedik; hayat adil değil, hiç birimiz, hiç bir canlı eşit yaratılmadı. Baışımıza gelenlerde eşit değil elbette. Önce hayatın adil olmadığını kabul etmeliyiz, işine akıl erdirebilldiğiniz bir Tanrı, Tanrı değildir.
Jack Nicholson unun ''Guguk Kuşu'' filmini izleyenler varsa hatırlar; Jac Nicholson akıl hastanesindeki çok ağır bir mermer havuzu kaldırabileceğine dair diğer hastalarla iddiaya girer.Yüklenir ve havuzu kaldırmaya çalışır, ama başaramaz. Diğerleri onunla alay ederken, o derki; '' Ben en azından denedim''. Şİmdi sormak lazım kendimize biz acaba denedikmi?
Nasıl istersek, neye karar verirsek hayat orada var.Güneş her sabah günü ve bizi aydınlatmaya devam ediyor, ve umut veriyor her gün bize. Yeterki biz gözümüzü açtığımızda, düşmüş olsakta yere, en büyük derteler bizi sıkıştırmışken bile köşeye; ''bugün beni günüm'' diyebilelim.
Her düşüşten sonra, kalkmayı öğrenmekle başlar herşey ve hayatı anladığınızda çoktan gitmiş olursunuz bu yer küreden.
Ömer Köroğlu
..