Yan yana büyüyen iki ağaç gibi
Önce ışığı doldurduk içimize
Sonra
Birlikte yürüdük toprağa
...Günü birlikte bekledik
Doğduğumda kar yağıyordu ağustosta
Bilmiyordum o zamanlar kelimelerden evler kurmayı
Yan yana getireceğim ayrılık cümlelerim yoktu
Tutmaya çalışıyordum bir daha hiç görmeyeceğim babamın bacaklarını
Kelebek gibiydi yüreğim
Nereden bilecektim ki yakalayınca öleceğini
Anlar giyinir elbisesini, mazi açılınca içine.
İki lastik arası atılan avludaki dokunuşlar
Parçalar örümcek ağlarını.
Utancından tozlar kalktı dersin, gözyaşlarını saklarken.
Ne çok toz birikmiştir güneş yanığı.
Annemle birlikte gömün beni.
Henüz bir toprak damlasıyken göğsünde
Depremle serilen bedenim
Ayrı düşmesin, iki beyaz kefene.
Cenazemiz tek bir sıraya dizilsin
Erişilmez uçurumların derinliklerinde,
Kimsesizliğin girdabında,solgun bir çiçektim
Sense kalbimi aydınlatan bir çiğ tanesi
Ben senin damla damla içime akışını severdim
Gözlerine baktığımda gözlerimi görmeyi
Seni her görüşümde içim ürperir,kalbim titrer,
Yeşilyurdumu gömmüşsün bir çukura
Sular geçirmişsin içinden boğulsun diye
Bir tek mezarlıklarını gemi yapıp
Tüm sevdiklerimi içine almışsın
Kilayik demişsin komşusuna
Ağlama ninem ağlama
Bizim topraklarda baharlar ölüm fışkırır su yerine
Annelerin doğmamış çocukları açmadan toprak
Sütleri akar ırmak yerine
Toprağımın her mevsim meyve veren anası
Ne çilekeş kışlarda doğurmuştun
Ağustosta bebek olmak zordur
Mezarına doğarsın babanın
Akşamüstü olur doğduğun topraklar
Titrer çığlıklar atarsın
Üşürsün beklemekten
Benliğimin öteki beni
Bir yara bıraktın içime giderken.
Hem hayata açılan kapı oldu yaran
Hem de kanayan yanım.
Karşıya geçmek için beklerken, nehrin durmasını
Zaman aktı üzerimizden.
Erirdi sokaklar
Kelebekler ölüm tebessümünü
Kondurunca çiçeğe
Çarpardı kentin taşlarına
Demirden yürekler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!