Ahmet Toper Şiirleri - Şair Ahmet Toper

Tükettiğimiz şeyler dolanıyor ayaklarıma
Bırakmıyor bir türlü nefesimi
Bağlıyor beni içten içe
Sevdanla yapıştırılmış kırık yaşama

Ihlamur kokan zülüflerinde

Kırmızı rujla hayat bulmuş sol yanı kırık bir ayna duvarımda
İstemediğim yüzünü yansıtıyor hayatın sahteciliğiyle bana
Gerçeğe bakınca ağlayası geliyor rol icabı
Sol yanım yaşanmışlıklarım olmuş bir anda
Kepenkleri indirilmiş
Yaşamın yitikliğinde hapsolmuş son akşamlarda

Dört duvardan ibaret hayatım,
Loş ışıkla aydınlanan karanlık odamda.
Gölgelerle boğuşuyorum her an,
Sıkıldığım, bunaldığım anlarımda

Gidişinle gelen hırçınlığımın dağıttığı eşyalarım,

Ele saplanan bir bıçak keskinliğinden ibaret nefretin
Pıt…
Pıt…
Pıt…
Kan damlıyor yüreğimin çanağına
Çanağa damlayan her damlada bulanıklaşan berrak su

Bulutlarla örtünmüş gecenin sabahında
Açmışım gözlerimi sana
Yıkıntılar arasında bir ben
Ve suretim yalnızlıkla
Hatırlamak lazım durgunluğumuzu
Yaprağından akan yağmur damlalarında

Başka bir insan artık karşındaki bu yılgın çocuk
Elinde düğümlerle bıraktığın sonuçsuz savaşlara doğru
Değişmeyeceğini sanmıştın ne yazık ki
Yanılgıya düştüğünü alabildiğine hissettin göz bebeklerimde

Taşlara yazılan isimlerle süslendi mühürlü gönlün

Aşka dair ne kaldıysa çatlağından sızan yüreğinde
Mahşere dönen kör sokakta kaygısızca ilerlerken
Önümüzde ıstırap vadileri mesken, ardımızda donmuş nehirler
Beni de al yanına giderken, zaman tersine işlerken
Bir damla yaş aktığını hissedersen bana bakan gözlerinde
İnleyişimin çiçekleri ayaklarımızın altında can çekişirken

Ağaçlar toprağa, denizler sahillere ve ben sana aşığım...
Vazgeçmezlerse vazgeçmeyeceğim mahşere kadar...
Fidanın dikildiği andan itibaren toprağa kök saldığı gibi,
Salacağım köklerimi kalbine...
Toprak ve sen yoksan yaşamayacağız ikimizde...

Susmak istiyorum
Bütün gün
Mavi, sonsuz gökyüzüne karışıp
Ruhumu titreten,
O, ilahi sesi duymak istiyorum
Belki de bir ömür boyu…

Aşk, kanatlarının altına almaktır ürkek bakışları,
Soğuk bir gece mart ortasında…
Aşk, boş bir sokakta, aşka susamış bir bedenin yürürken
Tozlu ve yorgun ayaklarıyla Akdeniz’de hissetmesidir
Avuçlarında Ege’nin kumlarıyla kendisini…
Neşeyle dans eden başakların ihtişamına kapılan esintidir