Bir küçük yaşam çizdim avuçlarına dileğimle
Belli belirsiz silik zamanlarda
Zaman zaman dilsiz gecelerimde
Kaybolmak adına taşıdığım heyecanım
Gökle kucaklaşan yağmur gibi yağar üzerime
Tuhaf umutlarda dolu sözde bomboş bir yaşam
İzimi bulan geliyor yanıma bu aralar
Aşkın masum bedenleri istila ettiği içtenlikle
Ruhum dün kopan bir yaprak misali dalda
Meyvelerim yerlerde, silik geçmişimde
Sessizliğin de kayıp gitti gün avuçlarımdan…
Ey yağmur kızı…
İsyanım sana
Yüreğime yağışına…
Şiddetli bir fırtına gibi dağıttın benliğimi
Gece gündüz durmaksızın bana yağdın serinliğinle
Sensizlik bu
Kırık pencereden sarkan umutlar
İlkbaharın taşıdığı çiçek tozları
Ümidimin son bir parçası
Dile dökülemeyenin tenhalığında
Kanadı kırık kuşlar havalanıyor yüreğimden
Kıvrak bir dengesizliğe akan bu sessiz ellerden
İçimde biriken sensizliğe ödenen bedeldir ki bu
Gür bir ırmak gibi fışkırır yorgun bedenimden
Sen yokken gömdüm ruhumu toprağa
Bu cümlelerimdeki keskinliğin kokusu
Bu derin bakışlarımdaki sessizlik
Sadece hayallerime gidiyor her yolu
Varolandan uzak
Hala çok yeni bu yara içimde
Aşığım demeye korkuyorum
Kelimeler gözlerimden içime sızıyor asice
Ay ışığının bile böyle efkara saldığı serin gecede
Renklerle kucaklaşan kör yıldızların altında
Korkuyorum sevmeye
Bana emanet edilmiş sessizliği bozuyorum demeye
Yaprakları sonbaharla dans edermişçesine salınırken
Yaşlı çınarın Arnavut kaldırımlı sokağında
Gözlerim ara ara seni arar
Her sabah saat sekizi vurduğunda
İçimden gelmez bırakıp bir kenara koymak yaşananları
Damlalara yenik gözlerime sığınak olur ellerim
Gizli hayaller ardında pusu kurmuş yasak meyvem
Göster bana sonsuz ışığını, son ısırığında hayatın
Siyaha boyanmış kapılarım kilitsiz, tutuklu
Semaya uzanan tül perdem güneşsiz, bulutlu
Yalnızlık kol geziyor şimdi odamda
Sakin bir akşam…
Uykulu bir vakit…
Durgun bir ses…
Hırçın bir davet…
Yaşanmışlığa dair bir pişmanlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!