Aşka yol veren sözler döküldü dudaklarının pembeliğinden…
Yüzünde akşamdan kalma bir tutuksuz sevgi…
Karşımda öylece bana bakıyordu
Sessizce akan zamanda donuk ve mat…
Baktığım ben miydim…
Yoksa senin arka yüzün mü?
Ruhum kendince tarafsız, bembeyaz kanadı zincirli melek
Nedir ki bu çelişki içimizi eriten zehir zembelek
Zamana gülmesini öğretenler kuytuda gizlice ağlıyorlar
Hiçbir şekilde dayanmaz bu değişime açılan yürek
Bu ne tuhaf bir gün, dünyaya bomboş gözlerle bakmak
Bu gününü kaybetmiş ruhum yarınını aramakta çatlamış yüreğinde
Etrafımda dolaşanlar isyankar, görülmeyen kırılganlığın pençesinde
Tesadüflerin kovaladığı boşluğun izleri
Fırtınayı yırtan dalgalarla saydam ellerimde…
Yeni bir parça bulmak ardıma gizlenen ruhumu dinlendirir
Vazgeçilen, zehrolan dünyamı değiştirmeye çalışmakta
Yolun başında yalnız kalan buruk küçüklüğüm
Cennetin, o şeffaf yolunda hatırlamakta
Kapısını açık unuttuğu sonsuz cehennemini
Dudaklarımda kırağların serinliği
Her renkten bir aşk çizdim beynime
Gök kadar berrak gözlerinin mavisi
Sana açtığım engin ve sonsuz okyanusumun mavisi
Nefesime karıştı yeşilinin ferahı
Yüreğimi sardı sessizliğinin ilk baharı
Düşüncelerimden sızan pembe bulutlar
Duvarlarda gölgem boğuşuyor gerçek yüzümle
Anlatmaya çalışıyormuş gibi
Çocukluktan kalma
Bastırılmamış duygularımı
Uykularım bölük
Cama yüzünü dayayıp uyuyanın sabahleyin
Otobüste ayrımına varamazsın uykusunun
Doğduğundan bu zamana çakılı kalmışsındır hayata belki de
Bir gardiyan gibi…
Bir gece bekçisi gibi...
Yıllarını cebinde taşıyan yorgun bir adam gibi…
Hani kimi zaman derin sularda kaybedersin küçük kanatlarını
Uçurum kenarından salmak ister ruhun bedenini boşluğa
Sana emanet edilen canı koz olarak kullanırsın yaradana
Beklersin tedirginlikle kumsalda bir kum tanesi olarak deli dalgaları
Alıp götürmesini istersin içinde gidip gelen duygularını
Bedeninin gel-gitlerinde kaybolmak istersin
Kırmızı mumlar eritmiş çaresiz kalbinin amansız bekleyişi
Tozlanmaya yüz tutmuş eski dantellerin üzerinde inleyişi
Aşk yeniden bastırılmaya göz yuman kör noktandır ki
Çok yönlü kırılgan ruhunda çıkmayan bir damla şarap lekesi
Yolcuyum…
Kaderimi vurmuşum sırtıma ,
Gidiyorum…
Zalimce ilerleyen çarklara karşı
Yollar yetmez olmuş
Avuntularım avuçlarımda sımsıkı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!