hiçbir kadında yoksun
baktığım gözler yalan.
hiçbir kadında yoksun
yok ellerimi tutan.
benzemez gülüşleri,
sen yatağında usulca uyurken
bu gece ben sana bir şiir yazdım.
şimdi uzayan şu tren yollarında
ağır ağır biriken hasretinin
vurduğu saatler bana düşüyor
ve sana doğru kısaldıkça yollar
bu şehri sana bırakıyorum.
bu sabah yüklendim hüzünleri,
aşkı, ayrılığa satıyorum.
pembe begonviller gibi yüzün,
gün doğsada şehrime
sokaklar loştur artık
koysamda pencereme
saksılar boştur artık
dua yaptım adını
biliyorum, bugün son
sen artık gelmezsin
saçlarında bir rüzgar
semtimden geçmezsin
şimdi şehir üşür
kar yağar denize
gittin, simdi bir teselli var mıdır
sorsam bulunmaz mı eczanelerde
sol yanımda kor mu yoksa har mıdır
yanar durur eflatun gecelerde
gidiyorsun, avuçlarımdan kayıp
gözlerime yağmurlar bırakarak
yaşanmaz her gece hülyana dalıp
her sabah yokluğuna uyanarak
ahmet özyılmaz
kaç kez seveceğim seni
daha doymaz mıyım aşka
yoksa hepsi bir sevmek mi
daha kaç sevmek var başka?
söyle kim verdi sana bu tılsımı?
hangi efsunu koymuşlar sesine?
bu semte geldiğinin her akşamı
semadan yıldızlar yağıyor şehre.
saçlarında mı doğdu kelebekler?
Resmidir felaketimin
Üzüm tanesi gözlerin.
Mahkum ederken sözlerin
En ağır cezaya beni
Yanmışlığımı ve dahi
Sonsuz şu esaretimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!