4 Eylül 1901'de Kudüs'te doğdu, 23 Temmuz 1967'de İstanbul'da öldü. 1929'da İstanbul Darülfünunu Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Bir süre edebiyat öğretmenliği yaptıktan ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi üyeliğinde bulunduktan sonra 1942-1946 döneminde milletvekili seçildi. 1949-1951 arasında öğrenci müfettişi olarak Fransa'da bulundu. 1950'de Unesco Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi. Türkiye'ye döndükten sonra, emekli olduğu 1966 yılına değin İstanbul'da öğretmenliğini sürdürdü.
Tecer edebiyata şiirle başladı. Şiirleri ...
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki, ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Siz, ağaçlar, elbet beni bildiniz,
Ben sizden ayrılmış yürür bir dalım.
Ey çamlar, köknarlar, ey yeşil deniz.
Ben kendi kendini sürür bir dalım.
Kırığım, içimden çıkmaz bu acı,
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta
seni seviyorum demek isterdim
ölesiye bir duyguyla,
taparcasına dil dökmek
ve saçlarım ağarmadan söylemek isterdim
seni sarmak isterdim sonsuzlukla
Çekin halay, çalsın durmadan sazlar
Çekin ağır ağır, halay düzülsün.
Süzülsün oyunlar, süzülsün nazlar
İnce beller, mahmur gözler süzülsün.
Tutun kızlar tutun, birleşsin eller
Severim kırlarda ben yaşamayı,
On iki ayı.
Severim kırların yeşil göğsünü,
Bütün süsünü.
İstemem başımın üzerinde dam,
Besbelli ölümüm sabahleyindir.
İlk ışık korkuyla girerken camdan,
Uzan, başucumda perdeyi indir,
Mum olduğu gibi kalsın akşamdan.
Sonra koş terlikle haber vermeye,
Yıllardan beridir ağaran teller
Bu akşam parıldar şakaklarımda
'Bu gece ömrümün en son demi, der
Büsbütün ağarsın varsın yarın da...'
Çırpınır göğsünün içinde kalbi
Bir çıplak yamacın altında dere,
Yollardan gelinir şırıltısına
Ne söylüyor bilmem bu söğütlere?
Dalmışlar suların akıntısına.
Ufukta dalları kızıl bir orman,
Eğer bir gün ölürsem gençliğime doymadan
Kumral başımı senin dizlerine koymadan
Eğer bir gün sönerse gözlerimin ateşi
Parlamazsa başımın üstünde aşk güneşi
Ölürsem bir gün eğer,
Kalbimi kemirip de yiyinceye kadar yer
"68 kuşağı"ndan her öğretmen bu şiiri bilir..Özellikle yatılı okulda
okumuş olanlar..Çünkü yatılı okuyanların DOĞU ve Güneydoğu
Anadolu köylerinde bir kaç yıl öğretmenlik yapma zorunlulukları
vardı.."Kuş uçmaz kervan geçmez" yerlerdeki bu köylerde öğret-
menlik yapmak zordu..Ama ...