Sevmeliyiz mezartaşlarını biz,
Çünkü yalnız onlar bizi yâd eder.
Şüphesiz onlardır en saf ve temiz,
Ardımızdan varsa duyanlar keder.
Her sevginin artık çözüldüğü gün,
Boynundan koparıp hiddetli elin,
Mermerler üstüne attığı inci,
Sonra birden coşar sesi her telin,
Ruha damla damla akan sevinci.
Öpmeler, sarmalar, baygın nefesler,
Sen omuzunda yorgan, elinde torban,
Sen mevsim işçisi, büyük gezginci,,
doğduğundan beri sen, anan, baban,
Orakçı, çapacı, ırgat, ekinci,
Sen, anan ve baban... Siz topraksızlar,
O şimdi bendedir her gün her saat,
Benimle bölüşür yalnızlığımı.
Onunla başlayan bu yeni hayat,
Yemekle bitmeyen üzüm salkımı.
Allahım, ne güzel şey bu dost yüzü!
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe, aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Hepsi güzeldir kar, tipi, fırtına
"68 kuşağı"ndan her öğretmen bu şiiri bilir..Özellikle yatılı okulda
okumuş olanlar..Çünkü yatılı okuyanların DOĞU ve Güneydoğu
Anadolu köylerinde bir kaç yıl öğretmenlik yapma zorunlulukları
vardı.."Kuş uçmaz kervan geçmez" yerlerdeki bu köylerde öğret-
menlik yapmak zordu..Ama ...