Ahmet Kemal Şiirleri - Şair Ahmet Kemal

Ahmet Kemal

15 TEMMUZ ŞEHİTLER DESTANI

8


Tankların önünde duruyor bu millet

Devamını Oku
Ahmet Kemal

15 Temmuz Şehitler Destanı

25

ŞEHİT YASİN YILMAZ

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KUTLU GEZİ
(20 Mayıs 14 Salı)
Abdülbaki ile muhabbete devam ediyoruz. O bilgisayar öğretmenliğinden Üniversiteye geçti. Arkadaşımın oğlu. Daha dün kızıl saçlı bir çocuktu. Üşüyorum ve güneşleniyorum. Bir yandan ishalim devam ediyor. Rüzgardan kaçındıkça rüzgara yakalanıyorum.
Teveccühe gideceğiz, vakit geçiriyoruz. 2, 3 saat mescitte oturacağız. İki, üç defadır yer değiştiriyoruz. Yine de bu haşin rüzgardan kurtulamıyorum. Abdest almaya gidiyorum. Tuvaletlerden ikisi tıkanmış. Birini açmayı deniyorum. Hizmet edenlerden biri ikaz ediyor; ’ tuvaletlere kağıt atmayın’ diyor. Tıkanıyor. Dönüşte gözlerim kamaşıyor, tansiyonum düşüyor. Hareket halindeki otomobili durduruyorum. İçeri bakıyorum. Şoför mahallindeki Murat hemşerim. İnip yerini bana veriyor. Camiye atıyorlar beni. Hepsi hemşerim çıkıyor.
Cami muhteşem. Henüz tamamlanmamış. Selçuklu mimarisinde. Tonozlu kubbe hakim her tarafında. Ana kubbe ve avluyu çeviren odacıkların üstü tonozlu küçük kubbelerle çevrili. Tonozlar mavi renkli. Mavi boncuklar gibi dizilmiş. Cami etrafı surlarla çevrili. Surlar kavisli duvar biçiminde. Taş kaplamalar ayrı bir güzellik veriyor etrafa. Caminin yanı dergah. Abdülbaki gezdiriyor beni. Büyük salonların kentlerden gelen gruplara tahsisi edileceğini, küçük yüklük mekanlara battaniye, yatak ve yastıkların istif edileceğini anlatıyor.
Mescide indim. Caminin altı bu. Cami henüz natamam. Daha sonra geçen bayram namazının orada kılındığını Münir abiden öğreniyorum. Seyda diyor tavan işlemelerini beğenmemiş. Uydurma işleri sevmiyor. Değiştirin demiş. Mescidde kimse yok. Erken gelmişim. Nafile namaz kıldım. Biraz sonra sofiler gelmeye başladı. Teveccüh vaziyeti aldık. Sırt sırta veriyoruz. Önce bir halka oldu mescid kaplandı baştanbaşa. Sonra ortaya sıralar yapıldı karşı beri. Takım elbise giymiş sakallı bir sofi- belli ki görev verilmiş kendisine- tane tane anlatıyor yapmamız gerekenleri. Sofiler karanfil dağıtıyor bir birine sürekli ağızlarımız güzel koksun diye. Çiğniyoruz. Oturuyoruz. Sofileri seyrediyoruz. Bu seyirde güzel bir huzur yakalıyoruz. Birbirimizi sevmenin tadına varıyoruz.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KUTLU GEZİ 3
21.05.14 ÇARŞAMBA
Mübarek bütün orada bulunanları tek tek dolaştı. Ve sonra mescidi terk etti. Teveccüh esnasında sofiler cezbeleniyorlardı. Şeyhin sesi zaman zaman değişiyor, okuduğu dualar, çektiği istimdatlar da bir canhıraş feryada ve istiğrak haline dönüşüyordu.
Sofilerden biri tekrar Kur’an-ı Kerim okudu ve istiğfar çekerek teveccüh bitti. 2,3 saat süren bu ibadet büyük bir ferahlıkla tamamlanmıştı. Derin bir uykudan uyanır gibi gözlerimizi açtık. Etrafımızdaki sofilerle sohbete başladık. Büyük ve derin bir temizlikten çıkmış gibiydik.
Hepimiz mutluluk ve huzurla doluyduk. Ömrümde üçüncü defa katılmıştım bu nevi ayine. Bir yıllar önce Menzildeydi. Rahmetli Sultan Hazretleri hayattaydı. Onun meclisiydi. Tek teveccüh buydu o zaman katıldığım. Daha sonra teveccühler kaldırılmıştı. Çünkü o zamanlar Menzil ’deki dergaha gidenler artmış, tabiler çoğalmıştı. Hatmeler teveccühtür’ denildi. Hakikaten hatmelerden aynı his alıyor, hafifleyerek çıkıyorduk.
Nakşi tarikatinde öteden beri teveccühler yapılır ve bu teveccühler iştiyakla karşılanırdı. Teveccühe katılanlar seçkin insan sayılırdı.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

ESKİ TÜRKİYE

Sınava gidiyorum bu kadar uzak yeri yazdığımı hatırlamıyorum. Seçimler oldu. Bir parti tek başına çoğunluk sağlayamıyor. Koalisyon zorunlu. Yeni nesil koalisyonu bilmiyor. Google’a soruyorlar bilmem kaç kişi.
Bu nesil fakirlik ve yoksulluğun ne olduğunu bilmiyor. Kriz ne demek bilmiyor. Yunanistan’ın bu günkü kuşağı gibiler. Onlar da refah içinde yaşıyorlardı. Birden bu sahte cennet bitti. Bizdeki gelişmeye göz dikti batık Avrupa. Kendi hazinelerini müsrif mirasyedi gibi yediler. Şimdi bizim tasarruflarımıza göz diktiler. İçimizdeki hainlerin gönüllü köleliğiyle yapıyorlar bunu.
Bakalım ne olacak şimdi. 2002’de yaşadığımız olayı tekrar yaşayacağız galiba. Özal’ın doldurduğu hazineyi bu hainler bir çırpıda iç ve dış işbirlikçilerine yedirmişlerdi de devlet gemisi batmaya yatmıştı. Erdoğan’ın kaptan köşküne geçmesiyle kurtulan gemi tekrar batırılmaya, doldurulan hazineler talan edilmeye başlanacak anlaşılan.
Bu gün iş beğenmeyenler yarın çalışacak iş bulamayacaklar. işyerleri batacak ve kapanacak birer birer, işçiler çıkarılacak, işsizlik tepe yapacak. Evine ekmek götüremeyenler intihar edecek. Bir yanda yıkılan yuvalar artacak.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

BİZ MÜSLÜMANLARIN HALİ


Ne yapıyoruz Allah aşkına. Her şeyimiz İslam dışı biz Müslüman olduğumuzu iddia ediyoruz. Bütün işlerimiz bozuk. Ne diyordu ‘Mehmet Akif Avrupalıları anlatırken: ’Dinleri işimiz gibi, işleri dinimiz gibi.’
İşte Hristiyan Avrupa İslam dünyasıyla tanıştığı Haçlı Seferlerinden sonra yanlarında İslam kütüphanelerinden çalıp getirdiği eserleri tercüme ederek İslam sosyal, ticaret ve iş ahlakını edinmiş, bizi de çeşitli desise ve hilelerle bozarak bu günkü duruma getirdi.
Bu gün biz birbirimizi aldatmak için her türlü fırsatı kullanıyor onlar ise şanlı İslam tarihinin altın sayfalarından öğrendiği büyük İslam ahlakını edindiler, yaşam biçimi haline getirdiler.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

YAZ TATİLİ

Geçip giden yaz tatili zevk vermedi hiç bana. Bir yandan aşırı sıcaklar ve aşırı sıcakların hareketlerimi kısıtlaması yaz tatilimi zehir etti bana. Herhangi bir tatil kültürüne sahip olamamak da cabası. Aileden gelen bu kültür bizde yok. Babam tatil bilmezdi. Yıllık iznini evde geçirirdi. Biraz tembellik yapmak, biraz fazla uyumak ona yeter de artardı bile.
Dedem zaten tatil nedir bilmezdi. O köyde kuran kursunda hocalık yapar, hafta sonlarında eve dönerdi. Kendini tümüyle ibadete vermiş bir Allah adamının tatille ne işi olabilirdi ki. Tatil kelimesi onun lügatinde bile yoktu. Emekli de olmamıştı zaten. Resmi olarak herhangi bir iş yapmamıştı. Çalıştığı kurslarda onun adına SSK yatırılmamıştı. Zaten az bir ücretle çalışır, takdir edilen ücretin bayağı bir kısmını da kuruma bağışlardı.
Babam onun aksine ne yapıp yapıp diyanet kurumuna bağlı bir din adamı hüviyeti kazanmıştı. 25. Yılını doldurur doldurmaz emekli olmuş, emekliliğin tadını çıkaramadan hastalanmış ve çok geçmeden dünyasını değişmişti.
Bense 27. Yılımı çalıştığım halde babamın akıbetine uğramamak için emekli olamıyorum. Oysa dinlenmeye öyle ihtiyacım var ki. Ama emekli günlerimin kabus günlerim olacağı korkusuyla karar veremiyorum.

Devamını Oku
Ahmet Kemal

15 Temmuz Şehitler Destanı


ŞEHİT MUZAFFER AYDOĞDU

Size bırakmayacağız bu vatanı

Devamını Oku
Ahmet Kemal

Nat’e devam

Daima ihsana mazhar olsunlar
Rıdvan cennetinin bahçesinin süsü olsunlar

Alim ve Allam olan Allah’ın lütfuyla

Devamını Oku
Ahmet Kemal

KAR BU GECE
2

Yağıyor durmaksızın yağıyor kar bu gece
Seni düşünüyor seni arıyorum yar bu gece
Bize şenlik var bize düğün var bu gece

Devamını Oku