bu ayrılık biliyorum seni yatak döşek yatıracak
kaçınılmaz bir tekerrürü kaderinin, ağı örülmüş
dikkati elden bırakma, delice divanece aşılısın
suç doğurmaya meyillisin de, korkum ondandır
hem de insanlık suçu saçma sapan özensizliğin
Uykumu sana kurdum
Saati zamana uyuttum
Aşkına sabır darılttım
Ey deli kız beriye
Bu yürek sana eriye
geceleyin düşmüşüm
bir yerimi kırmışım
yeşilinde gülmüşüm
sözüne yatmışım
rotamdan şaşmışım
bu işe bitmişim
Gözü gönüldür, bakışı vuslat
Kaşı adetten, çatmasın hoyrat
Yüzü aydınlık, günü ağartır
Saçları ipek, altın başaktır
ayrılık vakti gelince
hayaller yitip gitti önce
arzular köreldi ardından
hiç yaşanmadığı kadar
yoğunlaştı çaresizlik
işte yine korktuğum zamanlar geldi…
önce sis bastırdı şehri, gizemlere bürüdü
sonra eğreti de olsa güneş haneme güldü
o nuru hangi aralık hapsetti ki mimoza
o pencereyi bir tablo gibi assam duvarıma
çocukluğumda tekrarlanan tatlı bir hatıra
her gün ama her gün gülümseyerek baktılar
minik yüreğimde sonsuz bir ışık yaktılar
yollar da kapandı, kış indi yüreğime
sokulsun usulca, nefesin bedenime
buğusu terletsin, çözülsün karım, buzum
hiç görmediğimsin, delice hissettiğim
loş koridorlarda, benim esmer liselim
kara çocuk,
çikolata tadında
kuzgun saçlarında
deniz kokusu
karanlıklar hiç de özrü değil gecenin
üstü örtülse de şeklen görünmeyenin
kimine yaşanan zevktir sefa bahçelerin
eğlenmek isteyene sebep elbet aranmaz
arsız gülmeler, tokuşturmalar azalmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!