buz üstüne yazdım altı okka sevgimi
eriyecek usul usul dilim belası
açık saçık akacak ağırlığınca
yüreğinde birikecek buz damlaları
durma, ısıt defi bela kabilinden
yanaklarım
kızgın kumda, yalın yanak
yapışmış yüzüme
çakır diken bir sıcak
rüya bu ya
dilim damağım kurumuş
ayazın kavurduğu yoksul kıran kış bahçeme
aralık kalmış eski bir kapıdan sızdı nev bahar
aydınlık yüzlü yalazıyla titredi, soğuk gölgeler
ben alabildiğine mevsimleri yaşamaya gönüllü
seyrindeyken amber kokulu mimozaların, birden
Boş geçmiş zamanlar boş
ahlar, oflar yükselse semaya
akılla gönül o ilk sevdada
Eski bir aşkın yorgun gözleri
üşür teni, kanar yüreği
Kumsalı süpürüp
Sahili kutsar
Katmerleşip köpürür
Işıltılı dalgalar
Bir denizci çığlığı
Ustaca örülmüştür, merhametsizdir ağlar
Oynaşan balıkları ölümlerine bağlar
Mahşeri bir dünyaya terkedilince sular
Birkaç aç martıya yem, ya da kediye umut
Çokça rakıyla sarhoş gözlerimde balıklar
Bir deli güldü bahçemdeki
Altı üstü diken cendere
Bir de allar vardı tepesinde
Bilmem nereden aklıma geldi
Makaslamak o gülleri
bir büyüydü çocukluk
tanımlayamadığım
labirent bir bilmece
yaşarken çözemediğim
büyüyünce gizemine aşık
küçükken değerini bilemediğim
Şarkın keskin yamaçları
umut yollarına bölününce bozkırları
varacağım yer bilin ki
olacaktır Marmara kıyıları
Gözümde düşe bindi bekleyiş
Zümrüt yeşili gözlerin
güneş gibi ısıtan bakışların
şevkatli kolların
beni sarsın yine anne.
Emip de büyüdüğüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!