Funda gıptayla bakar büyük ulu çınara
Çağlayan dere muhtaç akan küçük pınara
Tabip merhem dağıtır kırık kalbi onara
Her derdin dermanını bulup gönderen vardır
Yolcu olmasa yolun ne anlamı kalırdı
Ömür bir su gibi akıp ta gitmiş
Geç vardım farkına dönüşü yokmuş
Ne zaman yaşadım ne zaman bitmiş
Geç vardım farkına dönüşü yokmuş
Ne lüle saçların ne keman kaşın
Öfke ile size çattım
Bozamadım dağlar sizi
Her derdi içime attım
Üzemedim dağlar sizi
Heybetinden sakınırdım
Yükledim sırtıma sevdadan bir dağ
Tüm dertleri yük ettiler bu sene
Ruhum kandil oldu bedenim de yağ
Yaka yaka yok ettiler bu sene
Yapan olmaz garip kuşun yuvasın
Sığınak bulduğum gönül evinden
Attığı gün bil ki çaresizim ben
Yüzüme bakıp ta siyah kaşların
Çattığı gün bil ki çaresizim ben
Vefasızlık yokken benim yapımda
Bilmem şu dünyanın neyine gülem
Çok ıstırap çektim dolmuyor çilem
Bağlandı yollarım ben nasıl gelem
Yâr beni çağırmaz dillerin gayrı
Üstüme kar yağar akıyor seller
Sessiz görüp konuşmuyor sanmayın,
Baksan ki içinde çağlayanlar var,
Her mutlu görünen yüze kanmayın,
Kendi düğününde ağlayanlar var.
Kader ile barışmamış arası,
Yalan söylemiyor yaşlı gözlerim
Her şeyi gözümden sorabilirsin
Madem inanmazsın bunca sevgiye
Bensizde sen mutlu olabilirsin.
Bir sevda içinde pişerken yandım.
Bir ömrü israfla dünya postuna
Döke döke geldik yolun sonuna.
Kırık dökük merdivenler üstüne,
Çıka çıka geldik yolun sonuna.
Nice kalpler kırdık kârımız için,
Bu sevda gemimin kaptanı ölmüş
Yollarda yalnızım yalınızım bugün
Gönül bahçemdeki çiçekler solmuş
Güllerde yalnızım yalnızım bugün
Hasretlik mi çarptı ruhum mu sarhoş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!