Neden vermiştir Tanrı Yakup'a
Kardeşlerinin kuyuya attığı Yusuf'u?
Çünkü bütün umudunu Tanrı'ya bağlamıştır Yakup
Ve O saraya sultan oldu
dün akşam üstü
vaktin sırası karışmıştı uykuya
kuruduğunda gözler
gelmesene yanıma
neydi öyle fanilandaki kaba nakışlar
sen örmezdin öyle hiç, neyse
Ayaklarım çiy düşmüş çimenlerde
Ekmek kokusu geliyordu uzaklardan
Pazen giymiş kadın cam siliyordu
savruluyordu perdesi, inceden inceden
Sabah güneşi parlıyordu pencereden
Yosun kokusu geliyordu
bu efsunkâr halin sende kaldıkça
kurtuluş yok bana ey sevgili bu cihanda
hesap verirken olacak mısın yanımda
hayır, tek tek çıkacağız huzura
toprağımdan kopardın sen, evlattan
ya yüreğimden al kendin elini
ya da gel yüreğime otur sevgili
inme yüreğime sakın, indiğinde
bulamayacaksın beni hem de seni
kiralık asla değil mülkiyeti senin
daha ufacıktık,
tefeciktik
otobüs durağı ve penceren
arada sille yolu
ortada bir direk
bir sağ, bir sol
sende kalsın gözlerim
bakmayacağım her yere
sende kalsın ellerim
dokunmayacağım
nefesimi gönderiyorum
bulutlara sal onu
Beyaz çarşaftaki ayaklarım,
yorganın ağırlığına dayanamayan parmaklarım gibi,
yalnız bırakma beni
Yastığın uyuşturduğu kollarım,
boşluğa bakan gözlerim,
adımlıyorum,
parke taşları sıralanmış
birbiri ardınca
gölgem peşim sıra
görünüşte bir şey yok …
kırda çatlayan, toprak
bugün dümdüz sarı bir tarla gönlüm
öykülerim bir yeşil yaprak dünden
çay kokusu geldi birden
ve bir de aklıma sen
yine rüzgar değiyor ağaçta yapraklara
bir kuş ötüyor sanki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!