Bu dünya senin değil, benim de
Benim dediğin bu dünya batsın
Geçeceğin yolların hepsinde
Şeytan pusuya yatsın.
Yiyorum dediğin her zerreye
Sen ne gönlümde baharsın
Nede çıkamadığım dağda kar
Sen artık hiçbir yerdesin.
Sen ne gözlerimdeki yaşsın
Nede tabağımdaki bir aş
Delip geçer sinemi,
Hüzünlü bakışların.
Başıma taş düşmüş gibi,
Perişan olurum.
Nereye varacağım,
Belli olmaz.
Öyle bir hal gelsin ki başıma
Alsın götürsün, yok etsin beni
Zakkkumun kökünü katsın aş'ıma
Alsın götürsün, yok etsin beni.
Öyle bir hal gelsin ki başıma
Ara sıra geri dönerek baktın
Kalbime sessiz ve sakin aktın
Tutuşturuverdin kalbimi yaktın
Vay benim vefasızım, cananım.
Sonra manalı baktın yüzüme
Issız ufuklar ötesine haber saldım
Kalbim bir çizik daha aldı bu gün
Umut peşinde ummanlara daldım
Kalbim bir çizik daha aldı bu gün.
Eğri-büğrü gidiyor tuttuğum yollar
Dağda, kırda, bayırda derler ya,
Ulaşılması, çıkılması güç,
İşte, senin sevdan ondandır.
Çok büyük, ağır derler ya
Kaldırılması, kımıldatılması güç,
Beni mahsun mektupsuz bırakalı aylar oldu
Ellere posta gelince kalbim heyecanla dpldu
Nafile bekledim herhalde açacak güllerim soldu
Neredesin şimdi hangi ilde
Seninle birbirimize nice ulu sözler vemiştik
Hayat gemim dalgalar arasında çürürken
Talih dağıma kış gelip duman bürürken
Çarkım beni döndürürp oradan oraya sürürken
Çileli hayatımın karanlığından
Çekip aldın beni
Canım sevdiğim.
Paramparça oldum kaderin çarkında dönerken
Şahlandı benim taka kırdı umudumu camını silerken
Kolumu kaybettim matkabın ucunu bilerken
Çilenin yenisi filizleniyor bir eskisi dinerken
Nedir bu çektiğim kader elinden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!