Elveda gülüm geçen zamana,
Başlıyorum artık yeni bir hayata,
İçinde yer yok sana bu kafayla,
Elveda gülüm, elveda artık sana!
Dön deme, vakit geç bundan sonra,
Hiç hesapta yokken, birdenbire,
Düştün düşüme bir gecede.
Kalbim kelepçe, kaldım öylece;
Dün gece seni rüyamda gördüm.
Hayır mı, şer mi, anlayamadım.
Çamın altında büyük dedem
Yanındaki tümsekte durur ninem
Belli olmaz bugün yarın
Bir bakmışsın,bir boşluğa da ben girmişem..
Asırlardır şu toprağa akan kan,
Söyle nedir, gençlik ruhundan kalkan?
Kalmamış gönülde imandan kalkan,
Kalmamış dededen toruna saf kan..
Sen duygularıma hükmetmiş sultan,
Sen parmaklarima olan gardiyansın...
Bırak coşsun Karadeniz gibi gönlüm,
Sen; onun içinde sürekli kaynayansın!
Ah sevgilim benim olsan
Neler yapmam senin için
Uçup uçup bana konsan
Neler sermem senin için
Gülşeninden güller dersen
Boşuna dönüyor dünya, derin ah vahlar içinde,
Ağlamanın sızlamanın beşi bir para yeryüzünde.
Dudaklarda tek dua; 'Yeri göğü yaratan tek Allah! ';
Ellerin içi kirli ama yine de görür inşallah!
Belli ki geldiğimde usulca yanına,
Aşkınla kavrulacağım bakarken sana.
Dilim olacak gönüle susuz bir vaha,
Eriyip gideceğim dört mevsim bakışta.
Belli ki sense tek bir söz etmeyeceksin,
Buğunun ardına kazınan duygular
Gün gelir aydınlanır belki
O zaman çoğalır papatyalar
Çoğalır ırmağın şevki
Aldatır nefret yalnızlığı
İki paralık hayat, değmez yaşamaya,
Sayılsa dünler, erinirsin saymaya!
Üstlerde etten kemikten bir kıyafet,
Bir hiç uğruna yaşıyoruz dünyada!
Alıp verdiğimiz sadece bir soluk;
Ahmet gerçekten mi? Sen artık yok musun? Paydos mu dedin bu dünyaya... Bak bunları ağlayarak yazıyorum umarım bu bir şakadır...