AĞAÇ ŞİİRLERİ

AĞAÇ ŞİİRLERİ

Ahmet Kemal

YOL VE CAMİ

Başbakan yol yapmak için gerekirse cami bile yıkarız diyor. Pervasızca söylüyor bunu. Birilerine meydan okurcasına söylüyor. Yol yapmak için ağaç kesmek zorunda kalan belediyelerine destek için yapıyor bunu. 3. Havaalanı ve köprü için ağaç kesilmesi karşısında feveran edenlere karşı söylüyor bunu.
Gezi eylemcilerine karşı söylüyor bunu. Tema vakfına destek vererek doğal hayata katkı verdiklerini böbürlene böbürlene anlatan ve sonra da üniversitesini binlerce ağaç katlederek, güzelim ormanları tahrip eden ve üstün üstlük gezi eylemcilerine destek veren Koç Holding’e karşı söylüyor bunu.
Bunları anlıyoruz ve her konuda olduğu gibi bu konuda da ona gönülden destek veriyoruz. Ancak bu son söylemde kendisine katıldığımızı söyleyemeyeceğiz. Niçin? Çünkü bu konu bir az da inançlarımızı ilgilendirmektedir. Rahmetli müftü bir dostumuz ilçemizdeki bir caminin yıkılıp yan parsele kaydırılmasını, asıl yerinin park yapılacak olmasını dinin özüne uygun olmadığını söyleyerek itiraz ederdi. Bir yer cami, mescid olduktan sonra kıyamete kadar Mescit: Cami yeri olarak muhafaza edilmelidir. Eskisi yıkılsa da yerine yenisi yapılmalıdır. Cami yeri büyütülebilir, binası yıkılıp yenisi yapılabilir ancak yeri cami alanı olarak muhafaza edilmelidir. Ayrıca caminin yeri gökyüzüne ve yer altı dahil her tarafı cami: mescid, yani mabet olarak kullanılabilir. Buna göre cami altlarında WC, dükkân lojman, otopark vs. yapılması caiz değildir. Fetva böyle. Gerisine ben değil kimse karışamaz hatta başbakan bile.
Dini bütün bir Müslüman olduğunu annesinin cenazesinde Kurra Hafızlar gibi Kur’an-ı Kerim okuduğuna TV kanallarından izleyerek şahit olduğumuz bu insanın bu şekilde konuşması bana biraz garip geldi doğrusu. Başbakan bu yanlışa nasıl üşüyor. Fetvayı kimden almış kiminle istişare etmiş, bilmiyorum. Bence devlet adamlarının özellikle dindar olanlarının iş ve fiillerini gerçekleştirmeden, hatta sözlerini söylemeden düşünerek, ehline danışmalıdır. Eyleme geçmeden değil daha düşünce safhasındayken yapılmalı bu danışma.
Yavuz sultan selim nasıl isyan eden aleviler dışında onlara yakın olan ve onları gönülden destekleyenlerin de katline fetva istemesine karşılık hayır cevabını almış, fetvaya rağmen bu işi yaparsa kendisinin haline fetva vereceğini söyleyen Şeyhülislamlar gibi fetva eminlerine, uhrevi alanda danışmanlara ihtiyacı var Başbakan’ın.
..

Devamını Oku
Murat Kürklü

Sen gündüz gezerken ben gece karanlığında
Sen şah şahlı masalardan kadeh atarken
Ben dünyaya kapılarımı kapadım
Sen devri alam deyken ben zalimlere karşı savaştım
Sen yetim hakkı yerken ben yetimdim
İnsanlık ağlarken Filistinde,Irak ta,Çeçenistanda
Onlar Kadeh kaldırdı oval ofis de.
..

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir meleğin ayağı takılıp şehre düşer gökyüzünden; düşerken bulutlara tutunma çabası ve boncuk boncuk terleyişi...Aşk kokusu yayılır o terleyişte,buram buram kokusu girer penceremden içeri ve uyanmışlığım.İlk defa duyduğum o kokunun peşinden gidişim,yaklaştıkça ciğerlerimde bir bayram havası,bir solumuşluk.Sabah olmadan bulmam gerekir o kokunun sahibini.Sağıma soluma dikkatlice bakarım ve karanlıkta yankılanan ayak seslerim karışır bir kuşun kanat sesine.Bir kuş neden kanatlanır gecenin karanlığında,neden kanat çırpar yalnızlığa? Anlarım ki o kanat sesinin geldiği yerden yayılır bu koku ve hızlanır adımlarım o tarafa.Düşerken kanatlarının altına sıkışan rüzgar ben yaklaştıkça arttırır şiddetini,uçmaya başlar gördüğüm herşey.Önce bir ağaç veda eder toprağa,peşine bir evin çatısı,baktı ki korkmuyorum en son başıma savurduğu o taş parçası,hatırlamam sonrasını.Gözümlerimi açışımla başımda biriken kalabalığın ortasından gülümser mavi gökyüzü.Bir anda sıçrar dikilirim ayağa,sendelediğimi görünce kalabalıktan biri elini uzatır dolar belime,'Dur! yavaş kalk,başını çarpmışsın' der.Parmaklarım uzanıp yoklar alnımın kenarını,elimde bir kan lekesi.O meleğin kendisini görmeyeyim diye savurduğu taştan kalan tek ispattır bu.Anlatırım kimseler inanmaz.O melek tekrar gökyüzüne çıkabilmek için kanat çırpar ve buram buram kokusu girer penceremden bazı geceler,bense inatla arar dururum.Bir kuş kanat çırpar kalkar dalından yalnızlığa,anlarım ki sürekli yer değiştirip durmakta ve sabah olmadan bulmam gerekir onu.Oysa o koku penceremden her içeri girdiğinde kalkıp peşine giderim,her gittiğimde sabah olur ve ellerimde kan lekesi...
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Ağaç totemli insanlar, pire insanların grup yaşantısına göre, daha bir özelde yerleşik yaşantılaşmayı başarmış olabilirler. Yeni yerleşik düzen ilişkisine katılan pire adamların yaşantılaşmaları ve meslek edinmeleri, bu ittifakı ilişki düzeninin birlikteliği ile ortaya çıkar olabilecektir.

Pire grubun hepsi, pire gibi atik davranır olamayacağından, savaşçı olma ve ulak olma mesleklerine katılamazlar. Bir kısmı, şu veya bu biçimle zaman içinde, berberlik mesleğine yatkınlaşmışlardır. Ağaç insanların ittifaka katılmalarının tarihi şöyle böyle çıkarıla bilir. Sosyal öğrenme ağaç adamların ittifaka katılmalarını şöyle bir çağrışımla hafızadaki öğrenmeyi diri tutarlar. “ Pireler berber iken, ağaç adamlarla kardeş olduk” diyen bir halk söylemi, bize özel bir tarih sırası verir.

Pireler berber iken, diye başlayan masallar, genel bir tekerlemeye dönüştü ise de, o tür masallar yine pirelerin berberliği sırasında ya da sonrasında, üretilen masallara bir milat gibi olabileceği düşünülebilir. Bu milat bize hiçbir şey ifade etmiyor ama eski tarihte pirelerin berber oluşları, bir milat belirtir gibi masallar da anılır oluşu, kuvvetli ve travma tik bir bellek yapmış olmalıdır.

”Ben babamın beşiğini, tıngır mıngır sallar iken” Bu söylem, yine açıktır ki eski toplumların ittifak düzenleniş döneminin ilişki biçimidir. Unutulan bir anı söyleminin masal ve tekerleme addedilen şekline dönüşmüş olduğu varsayılan bir anlayıştır. Ve elbette ki bu anlatımı, hafızamız kavrayamaz! Bunlara tekerleme der geçeriz. Niye kafa yoralım ki!
..

Devamını Oku
Kerem Yüce

Sen bana birazcık bekle dersin,o cümleyi kullandığın anda anlarım göğsümdeki stepne yüreği,benden önce bir sevda uğramıştır limanına ve izlerini taşır iskelen.Sen o izleri silmeye çalışırsın bense sana yardım etmeye.Kabul etmezsin yardım teklifimi,sen etmedikçe uzar gider bekletilmişliğim.Oysa hiç silmedim,hiç yeni yatırımlar yapmadım yüreğimdeki limana,geleni karşılamak için elimde çiçeklerle hiç beklemedim iskelemde,her sevdamı ayrı bir köşeye yazdım ve seni de yazabilmek için bir köşe ayırdım.Halbuki anlayacaktın; sen iskelende beni beklerken ben seni karşılamayacaktım,sen limanlarını en güzel çiçeklerle süsleyip herşeyi dört dörtlük gösterecekken ben her sevdamın peşine dört dönmüşlüğümün izleriyle gelişine uzaktan bakacaktım.Bu kadar gösterişe,bu kadar hazırlığa gerek yoktu sevgili.Sen her ne kadar gizlesende,saklamaya çalışsanda ben sana tüm sevdalarımı tek tek anlatacaktım.O zaman düşecekti yanakların ve süzülecekti yaşlar gözlerinden ama uğradığın limanı yeni zannedip ne kadar köhne,harabe olduğunu gördüğünden değil,eski sevdalarını saklamak için o kadar koşuşturup hoş görünme çabasıyla verdiğin emek yüzünden.Yanıldın sevgili; benim saklayacak birşeyim yok,olsaydı senin gibi her sevdamda süslerdim iskelemi ve koşarak karşılardım limanıma her geleni,her sevda bir tomurcuktur ağaç dalında ve bu yüzden hiç bir sevdamdan utanmadım,izlerini kapatmaya çalışmadım ama dedim ya benim senin gibi saklayacak,utanacak hiç bir sevdam olmadı sevgili...
..

Devamını Oku
Abdülkadir Güler

Bir gün derste öğretmenim,
‘Birer ağaç dikin’ dedi.
‘Benden size olsun öğüt,
Gelecekte bu ağacın
Meyvesini biçin’ dedi.

Ertesi gün bir bahçede,
..

Devamını Oku
Fikret Turhan

ağaç,
hürriyetti...
toprağa karşı
kökleriyle...
güneşe karşı
yapraklarıyla...
yarınlara karşı
..

Devamını Oku
Kenan Kısa

Agac dalsiz agac degil
Ben dallari ariyorum
Dal kussuz dal degil
Ben kuslari ariyorum
Deniz baliksiz deniz degil
Ben baliklari ariyorum
Dünya insansin dünya degil
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Düşe dalda önce çölü hatırla,
Kesme balta ile kesme motorla,
Gel herkesi ağaç dikmeye zorla,
Kesme kardeş kesme can dostum orman.

Serindir gölgesi hoştur kokusu,
Her ağaç bir gelin dallar takısı,
..

Devamını Oku
Şair Firuzen

Sen üzülme affettim seni geçen akşam rüyama geldin
uyandığımda şaşkınlık tı beni saran
masalsı bir dağın yol olmuş bir yerinde
bekliyordum seni ve sen at arabasıyla geldin
sonra bana yazdığın bir defteri veriyorsun
ve o defter ağaç kabuğuyla yapılmış
yakılarak yazılmış orda yazılanları okuduğumda
..

Devamını Oku
Güliz Ardilli

Sarı yapraklı ağaç yeşillerin arasından gülümsüyor.
Hayret, nasıl fark etmedim seni?
Bir gecede mi sarardı yaprakların?
Bu hüznün sarısı değil.
Neşenin, ışıltının, parıldamanın, farklı olmanın, ben burdayım demenin sarısı.
Altın yapraklı ağaç,
Sonbaharın en güzellerinden biri.
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Darê darê bın darê ziynê............................Ağaç ağaç ağaç altı Ziynet

Tenı mamı pır sarê ziynê..............................Tek kalmışım çok soğuk Ziynet

Huna te hunı germê ziynê............................Sen sıcak kanlısın Ziynet

Bıjım tera tu yarê ziynê.................................Sana yarim diyeyim Ziynet
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Kahve ağabeyi.
Ağabey olma durumu.
Ağabeylik etmek
Veya yapmak.
Birini ağabey
Gibi korumak, gözetmek.
Doğrusu, o bana
..

Devamını Oku
Yüksel Nimet Apel

-Ağaç bacı boynun niye bükük
Bakışların elemli
-Kız sevdiğim adam terketti beni
-Ağaç Söyle anlat nasıl oldu bu
-Kız Sormamış ol bu sorunu boşver
-Ağaç Ah bacı ahsöyletme beni
Ben bir acı ağacıyım
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Düzgün kanatlı,
Kuyruğunda yumurtlama
Hortumu olan,
3-4 cm
Boyunda ağaç zararlısı.
Erik, kayısı vb.
Ağaçlardan sızan zamk.
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Gibi korumak, gözetmek.
Doğrusu, o bana
Ağabeylik etti.
Ağaçsığ. Meyve verebilen,
Gövdesi odun
Veya kereste
Olmaya elverişli bulunan ve
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bunlar iklim dediğimiz sürecin hem basit çevrimiydi, hem de çevrimin çevrimsel çekimi ve çevrim mantığı hafızasını oluşan sürecin basitten karmaşığa entegrasyonlarıdırlar. 15-20 bin ve daha fazla konutlu bir yerleşim alanının giriş çıkışları ilk başta size hayli karışık ve karmaşık gelir.

Bu yerleşim alanıyla üç, beş, on, kez girişim yapmakla devam eden girişimlerinizin seyredişi içinde giriş çıkış algılamalarınız oluşur. Böylece sizdeki bu giriş- çıkış bilgisine göre sizde belli bir sabit adres noktalarına göre süreci parçalı sürekli etmenin hafıza ve mantığı oluşur.

Belli giriş çıkışlara göre konumlanmış olan ulaşılabilirlik düzeni, sizde; o yerin mantığını oluşacaktır. Mantık dediğimiz anlamanın ve özneli oluşmaların temeli budur. Aynı şeyi farklı perspektiflere dek bağıntılarıyla deney edip, hafızasını edinip; tasarlamaktı.

Bu yere yaptığınız giriş çıkış şekliniz size; o yerin farklı sıra ve düzen girişmeli, alan bağıntısı olmanın algısını verir. Bu yerleşim alanı içine bir türlü giriş yaptığınız yer bağıntısına göre sizde düzen girişme bağıntısı veren olay ve olay ufku algınız oluşur.
..

Devamını Oku
Mevlüt Yanar

Anonim bir hikaye ekledim.Bir çok yörede anlatılır.

Akıl Kutusu Hatıp ve Günümüzün Hatıpları

Malum Türk Dilinin ses uyumu kuralı gereği Arapçası Hatip olan kelimeye Türkler hatıp derler.İyi konuşan,dini vaazlar yani dersler veren kişi demektir.Okur ve yazarlarımızın az olduğu çağlarda okuma öğrenip,biraz da dini bilgi sahibi olanlara köylerde büyük saygı gösterilir,zor konularda ona danışılırdı.
Köylerden birinde böyle bir hatıp vardı.Kendisine gösterilen saygı ve ilgi,kendine güvenini gereğinden fazla artırmıştı.
Mevsim güz mevsimi.Karısı,
..

Devamını Oku
Ömer Faruk Zülfikar Bakuri

Ay erdim mersin ile
Mersinde meryem gile
Meryemin evi ağaç
Ağaçta çeki çile

Ay Meryem ağaç duru
Dal ağaç kuru kuru
..

Devamını Oku
Hüseyin Sıbıç

Ey yol üstünde dikilen ağaç!
Sen bu yolda herşeyi görürsün.
Biçare gönlüm tek ona muhtaç,
O benimle neler söylerdi dün.
Söyle bu yoldan geçti mi bugün?

Her gün benimle olurdu sandım,
..

Devamını Oku