Bakışıma acı gülümsemeyi kattım,
Kaval yanıktı yüreğimde,
Çığlık çığlığaydım,
Kıyamet kopmuşçasına kaçtım insanlardan.
Uçuşan kederlerimi gökyüzü tuvaline çizdim,
Kırılan camlar,
Kulağa çalınan çığlıklar,
Sesiyle ağlayanlar,
Terk eden ayrılıklar..
Mabedim zamanda hapis,
Alt dudağımı sarkıttım,
Duyulmadı içimdeki çeliğin acı çığlıkları,
Kefen gibi örtmüştü üstümü karanlık,
Toprak gibi örtmüştü bedenimi yalnızlık..
Hayâl akşamlarım, hüzün kışlarım,
Dinlemeden zan ile yargılarlar,
Okumadan cahilce konuşurlar,
Gıybet dolu sözleri kılavuz kılarlar,
Hepte haklı hakim kalırlar..
Suallere sırtımı dayadım,
Düşüncelerimi kendime saklamalıydım
Kendimi ifşa etmemeli anladım,
Millet ağzına kepçe vurulmuş,
Bir sözden çıkardılar bin lakırdı..
Taşlardan taşlara baş vurdum,
Içinde bir kin kalbi karanlık,
Ah şu hırçın dalga dön geri,
Yıkar dağıtırsın, bıraktın temiz,
Sinip dövemedin şu küçük et parçasını..
Bir ruh ki bedende ağırlık,
kıskançlık korkutur geleceği,
kibir yok eder ümitleri,
ıslandı unutlanmış vedalar,
zincire dizildi,ardı sıra koşar adımla geldi..
duygusuz büzüldü, ürktü yürek,
Neleri ektiysek onları biçtik,
Çürük nesilleri biz kirlettik,
Başımız göğe ermedik,
Düştük, düştükçe ezildik..
İtaati bilmedik,
Sabır nahoş bir erdemdi,
Oysa günahtı kibir,
Mektupları görebilir miydim,
İnsanların bir düşünden diğerine akışını..
Yorgun, ihtiyar şu zaman,
Tanıdıklar tanınmıyor maskeler altından,
Bir yol üzere kasvetli sahtiyan,
Namütenahi göğüs kafesimde zaman..
Yaşlı gözler, yaşlı bendenim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!