Bir kilim atölyesi ve kadınlar ellerinde
Kırılmış bir gururu işliyor düşleyemediği hayattan
Her şey bağışlanabilir bir gül eşsizliğine ya da bir
deniz mavisine
Peki, kim bağışlayacak tutsak bir sevgiliye en hasret
mektupları
Kalbimi, örüklü siyah saçlarından bağladım
Dalgalı okyanusların hayat fırtınalarında
Olmasaydı siyah saçların
Kapılacaktım rüzgârına hayatın
Olmasaydı siyah saçların
Soytarısı olacaktım acıların kahkahalarına
Gözlerin sahrada mucizevî bir çiçek
Unutursun sevdan bir buz parçası
Ve yaz ortasında paramparça
Hayat nasılda çaresiz, ölüm hep yakamızdayken
Bu yüzden alışığım cehennem yalnızlıklara
Ve sevda tüm bedenimizi sarmışken
Tamam tamam
Ben yine sadece sana bakarak geçecem evinin
önünden
Telaşlanma
Derya diye bağırmayacam ismini
Komşular anlamasın istiyorsun,haklısın
Bir gemi oldum,haritasız
Sıcak denizine girdim üstelik haritasız
Sonra kıyı aradım martılar eşliğinde
Varamadım bir türlü mültecisi olduğum iskelene
Nerde demir atsam yalnızlık oluyorum
Nerde demir atsam özlem
Yolları kapatırcasına kar yağsın
Dağlar, beyazlar içinde uzaklaştırsın seni
Alafranga ezgilerin lüzumu yok
Sesimden çizmek gözlerini
İtinayla saklamak mahzun anıları…
Kandırdım kendimi paranoyak korkuların gölgesinde
Büyüyen sevdamızı.
Şimdi bakarsın yanında sakladığın vesikalık fotoğrafıma
Bakarsın bir an pencerenden daldığın dünyaya
Şimdi elimde tutuğum ellerin değil
Sen, sızılarımın dindiği
Sinirlerimin atıştığı
Korkularımın bittiği
O eskimeyen anılardasın
Süresi bitmiş bir ömrün en derinliklerinden
Son nefesinde söylenen tek sözcüksün.
Islak bir tenin kurumasını bekledim
Sende
Ayrılığındı çünkü ıslaklığın
Hasretindi içimdeki yangını söndüren
Sen hep öyle ıslak kal,
Hep öyle baygın.
Bana zamanı ölümlü kılan hayat değil
Gözlerimde süreksiz büyüyen sendin
Oysa zaman ölümsüzdür derin uykulara dalan
Yıldızların, gece parlaması gibi
Tekrar tekrar kahretmesi gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!