Gidersen mevsimlerini bırak benimle
Gidersen mevsimlerini bırak benimle
Güneşi hiç hatırlamıyorum,
İkindi yürüyüşleri, dilsiz sevinçleri
Nerede beni yanlış başka yollara
Sevk eden bu kör sevdanın korkunç karakteri
Hala durdurulamayan bu zaman neden yine baştan almıyor
Bu mesut şarkının film şeridini.
Bırakıp yeni şehirler,yeni kaldırımlar
Gözlerini, yalnızlığa attım bir süredir
Dostlar ve mısralar paylaştı sevgilerini
Yalnızlık içinde garipliği oynadım başrolde
Ve ilhan İrem’i dinlemek
Nazımı okumak daha da derinleştiriyordu
Gözlerinsiz yalnızlığı,
Hayat bulutlar altında
Dağlardan güneş varmaz yüzümüze
Yüzümde düşen bin parça
Uzun bir yalnızlık tırısından
Gitme diye bağırıyordu gece
Dağkentli bir ozanda biriktirirsin
En mahrem aşkları
Kim bilir hangi deryaların asi rüzgarlarına yelken
olacak
Dağkentli ozanın muamma düşleri
Her yalnızlık biraz nadastır
Adını getirmeden yağmur yağmaz,
Gürlemez gök sabaha kadar.
Gri sancılar başlar gökyüzünde
Yağmur, bir tek adınla yağar evimin yalnızlık çatılı damına.
Geride kısık sesinin vurduğu nefesin,
Nefesim kalır içinde özlemleri ve
Sarılamayan yaralar bırakarak.
Şimdi vesile olmaz hiçbir çiçek
Dargın sevgilileri barıştırmaya
Artık söz etmeyeceğim inan
Sen istediğin kadar kandır benliğini
Şımarık rüzgarlarda bilinmezliğe eserken
Ama yine birileri beni ateşe veriyor sanki
Yüreğimin sızılarında seni her düşündüğümde.
Başımdaki yıldızlar kayıp
Umurumda değil Ay.
Biraz daha beklemem gerek
Yağmur ha yağacak ha yağacak.
Ömrümün en kısa yağmuruydu
Keşke hiç ıslatmasaydı seni…
Karışmak gibi olmasın sana hayat
Ama senin dünyadaki anlamın ne
Yoksa,
Bu sorulan soruda mıydı bütün bu hayatın anlamı
Düşler kurulmuyor artık ne desen haklısın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!