Ne zaman bir ışık görsem karanlıktan sızan,
aralarım karanlığı ardına değin;
Yayılsın diye aydınlık,
yayılsın diye tüm evrene....
Özlemi varda içimde.
Harcanıpta giden,
o kadar çok şey bıraktıkki ardımızda, sorumsuzca.
Arkadaşlıkları bıraktık, dostlukları sattık,
iki kurşun arasında.
Dokunduk saygısızca, yanaklardan süzülen yaşlara,
ıslaklığından rahatsız olarak..
Suskun suskun durma öyle ne olur,
bir de bakma gözlerime suçluymuşum gibi.
Olmazdı, olamadı.
Doğa aynı doğa,
kanunlarınıda ben koymadımki.
Küçüksün sevgilim küçücük,
Ko gitsin derdi,
sarhoş balıkçımız hatırlarsın.
Daralırsanız bir yerlerden bir şeylerden
uçun, kanat çırpın martılar gibi.
Korkmayın,
bir dalarsınız, doyurursunuz karnınızı.
Portakal kadınlarım oldu benim.
Kimisini soydum başucuma koydum,
kimisini emdim damlası kalmadı,
posasıydı dışarı atılan,
kimisini ikiye ayırdım ortadan.
Birkaçına dişlerimi geçirdim, çiğnedim, sindirdim.
Öne doğru eğiliyorum,
Ayakkabılarımı bağlamak için,
Diyorlar ki,
Yaşam boyu insanların önünde eğildin.
Trabzana dayıyorum
İmgelerim yok benim,
İzdüşümlerini de bilmem.
Sokaklardandır bellediğim,
Süslemeyi beceremem.
Anlatmak tek derdim,
Becerirsemde anlaşılmak.
Kuru dallar
Bu bozkırda...
Rahmet bekler
Koyun koyuna...
Yalvararak yaradana
Sorarlar,
Oldum mu şair,yoksa ham mı kaldım.
Kopardılar mı beni dalımdan zamansız,
bir ovanın ortasında
ağaç yalnız ova ıssız...
Kurtlar mı üredi içimde,
benden habersiz.
Ne amaçlar vardı,
peşinde koşulurken
sevgili teni uzağında
aşka susuyarak.
Marifetmiş gibide bununla övünerek.
Ne amaçlar uğruna,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!