Geçen bahar işim yok diye hayıflanırdım bu vakitlerde,
Sakalım bir karış, kısa kol gömlek
Dolaşırdım caddelerde
Ağır gelirdi bozukluklar cebime
Şimdi yeniden bahar,
Benim de babam vardı.
Benim babam,
Baba Yiğit'ti
Baba Can'dı
Dev gibi
Dağ gibi bir adamdı.
Senin,
Bir ayağında ana toprağı potin,
diğerinde
Gavur işi Frenk makosen,
Boynunda ise
Eşsiz inci bir gerdanlık.
İki yıl önce
Tamam dedik yastığı alalım,
Hatta bir kesmedi iki tane.
Sağlama bağlamıştık işi seninle.
Yaşımıza başımıza rağmen
Umut fakirin ekmeği derler,
Bir dilim umudum bile kalmadı derken,
Dünyanın en mükemmel sofrasında buldum kendimi.
Ve o anda anladım ki,
Mutluluğun resminin asılı olduğu
Bu sıcak yuvada
biz artık bir olduk,
seninle dolu moleküllerim
konuşmamıza bile gerek yok artık,
telapatik olarak birbirimize erişelim, dedim
boş boş baktı önce
anlamamış gibiydi
Yıllarımızı zehir ederek eklediğiniz sıfırları
Atıyorsunuz kolayca liranın arkasından.
Bir sıfırda,
Ruhumuzda hasar
Tenimizde derin çizgiler bıraktırdığınız
Yaşımızdan da atsanıza.
Yutkun
Zorla..
Bu da geçer boğazından senin
Hak benim
Mal senin
Yetim de değilim..
Sen,
tanrının nefes verdiği
ruhların en güzeli..
Sen,
cennetten çıkma
Önüm arkam sağım solum sobe,
kendim yumdum,
kendim saklandım
ve yaşam boyu hep kendimi sobeledim.
Misketlerim vardı çok,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!