Dünyama doğan gökkuşağıma, eşim BURCU ‘ya)
GÖKKUŞAĞI
Saklı birkentte mutlu bir prenses vardı
Sadece prenses değil
Dudaklarımda bir çig tanesi gibisin
Bir parça susuzluğumu gidersende
Yok olur gidersin.
Kana kana içememki seni.
Dokunduğun yeri yakman bir yana
Yalancı şefkatin daha çok koyar bana
Ben senin matemini tutmak için şair olmadım,
eski İstanbul şarkıları dinleyip iç çekerek,
rakı içmeye de özenmedim.
seni ben, beni sen yapan
her şeyi özlemeyide
hayal etmedim.
Gecenin bir yarısı
Yarı açık pencere kenarı,
Dışarıda yeni yetme çığlıkları...
Gecenin bir yarısı
Yarı açık pencere kenarı,
gözleri yandı bir çocuğun şimdi
gördün değilmi
elleri yandı bir çocuğun şimdi
gördün değilmi..
kapat tabi televizyonu
Lise yıllarımızda,
Pek popülerdi,
141 ve 142.
Alınmıştı içeri bir çok kişi.
Bu günlerde ise,
Bu internet gezmeleri yüzünden,
Köşedeki durakda zaman öldürmeler.
Çıkışını beklerken,
Bir el cepte,gizli gizli bozuklukları hesaplamalar.
Çay içersek şu tutar,sahlep pahalıya patlar,
Onun evi yakın ama,bu gün de yürünebilir o yollar.
Zaman kavgaları,
Ilgaz özür dilerim senden
O kocaman yüreğin,
Küçücük ellerin
Sarılırken sımsıkı yaşama
Bin dost çevrendeyken bu yaşında
Evime haciz gelecek,
Kırkım çıkıyor dostlar
İki gün sonra,
25 Ocak doğum günü diye geçiyor
Kafa kağıdımda,
1964 yılında.
Yıllar önce bekar evinde,
Sohbet ederdik.
İhtiyar,imam Mustafa, birde ben.
İhtiyar geçekten ihtiyardı
Mustafa 'da İmam Hatip'ten.
Tiyatrocuyduk Konya'da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!