23 Nisan 1920’de açılan TBMM sinin en önemli özelliği kurtuluş savaşının yönlendirici beyin merkezi konumunda olmasıdır. Çünkü kurtuluş savaşı ile ilgili bütün kararlar burada alınmıştır. Mustafa kemal önderliğinde milletimiz dünyaya bağımsızlık savaşının nasıl olacağı ile ilgili büyük bir ders vermiştir. Bu hareket ezilen milletlere bağımsızlık yolunu açtığı gibi bağımsızlık savaşımızın diğer milletlere örnek olması açısından önemlidir.
Bayram oluşuna gelince; 23 Nisan 1920 ilk büyük millet meclisimizin toplandığı gündür. Yani 23 Nisan, Milletin yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gün oluşu bakımından Milli egemenlik bayramımızdır.
23 Nisan Dünyada kutlanılan ilk çocuk bayramı olma özelliğini de taşır. Çünkü bu günü Atatürk Türk çocuklarına armağan etmiştir. Bu çok önemli bir olgudur. Atatürk’ün Milletimizin geleceğini oluşturacak çocuklara değer vermesi demek; Milletimizin İlelebet varlığının devam edeceğinin bir delaletidir.
Kaçıncı senfonisi çalıyor Mozart’ın bilemiyorum,
Bildiğim dede efendinin hüzzam şarkısı
Bir kır bahçesinde çiçeksiz ağaç
Kokusuz renksiz izlenimleri…
Hayalimde Mevlana’nın raksı
Baktığında insan, ne sert mizaçlı birisi der. Ama yakından tanıyınca öyle olmadığını anlar. Sabahları erkenden okula geldiğinde, öğretmenler bile gelmemiştir. Kolaçan eder okulu. Öğrencileri ile birebir ilgilenir. Sanki evine gelmiş gibi mutludur.
Okulumuzun Müdürü İbrahim beyden bahsediyorum. Mükemmel yapmak ister her işini. Kimseyi kırmak istemez, Mutlaka çıkar bir yol vardır onda. Onun için insanı üzmek gerekmez insana hizmet etmek adeta ibadet gibidir. Dostdogru konuşur. Hiç kimseye boyun eğmez. Kimsenin varlığı, kimsenin ünü, popülerliği İbrahim hocamı etkilemez. Bazen onun hızına yetişmek imkânsızdır. Mutlaka bir çözüm yolu vardır her sorunun. Çok kısa bir süre içinde doğru ve pratik kararlar verebilir. Yaptığı hiçbir işten sonra pişmanlık yaşamamıştır. Çünkü İşini yaparken mutlaka birçok kez akıl süzgecinden geçirir. İnsanlara karşı o kadar adil davranır ki bazen haksızlık yaptın diyenler dahi gerçekler karşısında kendilerini yerin dibinde bulurlar.
Kendimi onun davranışlarına uydururum. O erken geleceğini bildiğim için benim ondan geç gelmem mümkün değildir. Sanıyorum yıllar geçtikçe insanlar birbirine benziyor. Kendimi bazen onun davranışlarını yaparken görüyorum. Demek ki o kadar benimsemişim ki onun davranışlarını.
Telaşla bazen onu kaybolur gördüğümde, ya evdedir ya da aklına koyduğu bir problemin çözümündedir. Onun için problem çözmek hep kendinin işidir Hep problem çözücü ve sorumluluk sahibi kendisi olmak ister. Bu Durum kendisini rahatsız etmez. Aksine bu işlerle uğraşırken kendini o kadar bu işlere verir ve kendinden geçer.
Onun azmine ve mücadeleci tarafına hep hayran hayran bakarız. Onun için çözülmeyecek sorun yoktur. Aklında kurar ama çözümü kendisine saklıdır.
Hayata o kadar bağlılıkla bakar ki, bakarsın en yeni gelişmeleri yakından takip etmiş ve en güzel olan teknolojik aletleri o almıştır. Yaşamayı, dostluğu, insanlığı, onun davranışlarında her an görmek mümkündür.
Gökyüzü hep kare diyorsun,
Koridorlar ezberimde.
Güneşin terk ettiğini söylüyorsun!
Bir tutam özgürlük diyorsun,
Kapalı mekanlarda kuşun kanatları.
Gelemesende bir sıcak selamın yeter dost.
Şu gönülü anlamak zor
Güzel,çirkin bilmiyor o...
Olur olmaz dinlemiyor
Ne diyorsa olacak o.
Düşünce şiir'in kollarına ben,
Masmavi gözlerle güldün istanbul.
Şarkılar türküler oldun dillerde...
Sen bize şan şeref oldun istanbul.
Seni bir oyunda görmeliyim,
Eteğini savururken endamlı.
Yüzünü görmeliyim,gülmeliyim!
Halaybaşı çekerken kırıkhanı.
Yaşardı dünyada,
Hiç incitmeden.
Acep söz ettimi?
Ölmeden benden
Çoktandır ardına
Azrail düşmüş
Yitirdiğimde seni
Uzak düşlerimde
Yüzün hep aynı kalırdı
Biliyorum.
Birşeyler değişti senden
Bu sevdaya,
Bir ateş hattında parmak bastık biz.
Gönlümüzde bin bir ümit,
Bin bir savaşım vardı önümüzde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!