Her senaryoda habersiz
Uzanır bu eller tenine
İçimden gelir şiir yazmak
Seni iplik iplik işlemek mısralara
Gecenin koynunda siyah giyer
Bu eller
Meyhaneden gelen sesler gene aynı
Ama alışıldığın dışında olan
Bir meyhanede, Atilla İlhanı dinlemek
İzmir alışıldığın dışında olsa gerek
Çünkü bir sandala tutunurken
Bir güzelle kalbini kaptırmak
Düşünme, dünyanın dertlerini
İçinde sevgini yeşert
Çimenler, yaprak açımı gibi
Aşkı yaşa yaşlı yüreğinde
Mülteci misali
Seni önceden de seviyordum
Geçen gün senin yanında
Ölümü gördüm
İçime bir ürperti düştü
Ve dizlerimin üstüne kapandım
Serde erkeklik vardı ağlayamadım
Korku sardı bir anda her yanımı
Bir ses, soğukta dolaşır
Ben yatağımı ısıtmışken
Ansızın sanki beni çağırır
Ve sevdiğim kadınlar
Birer birer girmişken rüyalarıma
Sıcak yatağımı bırakmak
Mektupları her zaman
Bir boz ağacı kurdumu yer
Sevgisiz bir yüz,
Kim bilir neye benzer
Aşk olmadan, ne anlamı kalır ki
Meskûn mahalde ağlamanın
Yorgunluk çöktü bir an üstüme
Halsizlik ve bitkinlik peş peşe
Göz kapaklarımı kaldıracak gücüm yok
Her taraf sessiz
Cırcır böcekleri bile ses çıkarmıyor
Son bir kez biliyorum
Ne düşünüyorum biliyor musun
Alıp başımızı gidelim uzaklara
Şöyle dağlara yürür adım
Ve de yalnızca sen ve ben olalım
Birbirimizi daha çok sevelim
Bulurken metruk bir avcı kulübesini
Konuş, duymak istiyorum sesini
Fısılda rüzgârın sağır kulaklarına
Özledim sesinin yanağımı okşayışını
Konuş, konuş ki yer oynasın
Duysun hiç büyümeyen çiçekler
Duymak istiyorum artık sesini
Boş yere güvercinlere umut bağlamak,
Şekilsiz mezara ağıt yakmak,
Saçma sözlere anlam yüklemek,
Sensiz yaşam bir ölüm gibi.
Gecenin karanlığı ağlamaklıdır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!