Hasbihal’e Davet
Attan düşenin halinden,
Attan düşen anlar derler ya;
Defalarca elindeki altı patlarla intihar edip,
Hüzünlerin karanlık dehlizlerine gömülmüş.
Yakarım resimlerini,
Zifiri karanlık, nemli odalarımda.
İsimlerini de silerim,
Kazıdığım, yosunlu duvarlarımdan.
Vuslatı da çıkarırım,
Gece yarıları ettiğim dualardan.
Unuttuk mu, sünger mi çektik hayallerimize?
Hani yalnız kalsak da hayallerimizin peşinden koşacaktık, ayrılmayacaktık izlerinden, sürüklenip gidecektik hayatın içinde bizi çektiği yöne. Hiç bir engel alıkoyamayacaktı aktığımız yoldan, hiç soğumayacaktı, hep sıcacık ve taze kalacaklardı.
Şimdi ufacık bir taş yönümüzü değiştirmeye yetti. Hayaller umudu yaşatmak için değil miydi? Yıkmak, kurmaktan daha kolay oldu. Ağır mı geldi yoksa kendi kurduğumuz hayalleri taşımak? Çok mu zor biraz ümitlenmek, böyle mi zor şartların adamı idik biz?
Elinden şekeri alınan çocuk bile, şekerin hayalini kurar. Üşüyen yorgan, aç olan ekmek,
Yitik sevdam şimdi buluntu kutusunda
Ama artık ne benim ne de bulanın umrunda
25/08/2009 Erzincan
KAPATTIM GÖZLERİMİ BÜTÜN IŞIKLARA,
DÜNYAMI KARANLIĞA MAHKUM ETTİM...
ZIRHINI GİYDİRDİM,
SEVDAMI YÜREĞİME HAPSETTİM....
ZAMANI GELDİ DE GEÇİYOR,
AYDINLIKTAN VAZGEÇTİM,
Simsiyah bir gömlek gibi yapışır
Zifiri beneklerle süslü yalnızlık
Sarar bedenini çıkarıp atamazsın
Düğümlenir adem elmasının çevresine
Senelerce içinde biriken kelimeler
Ne yuta bilirsin, sigara dumanı gibi
Yine oradaydım...!
Orada işte biliyorsun
Hasretinle silme dolduğum
Her yere baktıktan sonra
İstisnasız seni bulduğum
Yanına gelmesem de
Hasretin dikenli kollarında bir AŞK daha yitirdim
Yine bir masalı daha acı SONla yarıdayken bitirdim...!
25/08/2009 Erzincan
Şimdiye kadar hangi sevdanın başrolünde oynadın ki, figüran olmak zoruna gidiyor gönül...!
Sevdayı bilir misin, tattın mı ki hiç?
Öyle bir şey ki, umutla başlar ama sonu hep hüsranla biter istisnasız. Yalnızlıkla başlar, hep yakındığın zifiri karanlık zindan sandığın yalnızlığa kendi yaktığın bir mum ışığı ile umudu tutuşturursun yüreğindeki. Derken umutlar yeşerir, bir değil binlerce umudun olur geleceğe dair. Bir fidan olarak filizlenip ormanlara dönüşür.
Sonra umutlar hayale iter ve hayaller körükler seni, bir balonu yükselten alev gibi yükseltir bulutların üstüne. Ama bilmelisin ki ne kadar yükselirsen düştüğünde o kadar acı çekersin. Yükseldikçe hayaller aşkı tetikler. Bir evredir bu, basamaklar basamakları takip eder.
Sakın o hataya düşme, bak bana defalarca aynı hatayı yapmış birisi var karşında. Sevdim yandım,
sevdim yarım kaldım,
sevdim parçalandım,
sevdim yaranamadım.
Sakın sevme…!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!