Yarım kalmış yolun
Yalnız kalmış yolcusu
Uzatılan elleri elsiz
Bakan gözü gözsüz
Çöllerde perperişan
Ortada kalan seyyah
Tutarsızlığımla dünüm,
Dünyamdaki bir dönüm.
Başıboşluğumla hürlüğüm,
Hayatımdaki kördüğüm.
Elimi açıp yalvarırken yüce huzurda
Niyet, huşu içre ihya idi kandilimi
Esenlik de vardı içimde, eşsiz huzur da
Ahiri, kırdı sözlerim, sardı kan dilimi
Ruhum, hüccetleriyle dolu bu kalbimdeki yaranın,
Bîçare oldu, ne sağ vursam, ne sol vursam.
Zuhreyledi ta derinlere, paklığıyla sancıların,
Yek kaldı hali, ne tek dursam, ne pek dursam.
Dertli başım doluysa efkârla
Teselli eder sonu hep kârla
Huzur verir efkârın nicesi
Hayırla buluşan neticesi
Bilmem ki, nedir aklıma takılan?
Bir bu eksikti, bir bu illet.
Beni bu illete mecbur kılan,
Bir türlü anlaşılmadığım millet.
Acep bırakır mı beni bu illet?
Kalbim ve saatim
Zıt yönlüdür…
Kalbim;
Her atışta
Bana hayat verir,
Ne olduğu bilinmez bir gariplik var içimde
Savrulmuyor, sıyrılmıyor, yer etti can içinde
Bu haletten kurtulmak gerek, tez zaman içinde
Yaşamı arzular gönlüm, ıssız bir han içinde
Unutuverir takvimler dördü-beşi
Bu günler bitecek bir gün mutlaka
Kâinatın asırlardır yanan güneşi
Kül olup sönecek bir gün mutlaka
Aldanma bu dünyaya hepsi bir hülya
Yaklaşırken korkusuzca,
Bana doğru korku usulca.
Korkmamak içten değil,
Korku seni korkutunca.
Ne kaçmak çare, ne durmak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!