Kime geliyor bu bahar
Nerede yeşeriyor da düşüyor toprağıma
Bu güneş ısıtır da herşeyi
Bu yürek soğuk yokluğunda
Bu ağaç yeşil,bu ağaç yokluk karası
Bu gökyüzü mavi,bu yeryüzü sensiz
Seni nasıl sevdiğimi satırlara dökebilseydim,
Kağıt alev alır,kalem mürekkebe susardı,
Seni nasıl sevdiğimi dağlara,taşlara anlatabilseydim
Bir felaket olurdu....
Güneşe duyursaydım sevdamı,doğmazdı
Ay bilseydi böyle bir aşkı,dünyayı sel alırdı,
Ben bu ateşi yaktığıma mı yanayım,
Ateşin beni yaktığına mı.
Susuz kaldığıma mı yanayım,
Su diye içtiğim yangına mı
Alıp ateşi kardım ateşine
Koparayım şu bedeni yüreğimden
Tertemiz bir sevda kalsın avuçlarında
Kokuşmuş bir gecenin son ertesinden
Mis kokan sabahlar kalsın dualarına
Yalnızlık en çok gece vurur kıyılarıma
Köpük köpük talanır zihnim
Bulanır dibim belirsizliğinde
Sabahlar en çok gecelerime vurur
Kızarır utangaç mavi,gösteremeden yüzünü
Doğdukça yürür hep adımlarım
Tükenmek bilmeyen düşlerimin zamansız misafiri,
Yokluğunda koştuğum varlığındı sana hasretliğim,
Gözlerim kaç baharlar ağırladı yüreğimi titreten
Kaç kışa kapandım sıcaklığına muhtaçken
Kafesimin mezarından yolduğum çiçeklerdi tebessüm dediğin
Geceleri uyuttuğum karanlıktı umut diye sahiplendiğim
Geçmişimi hatırladım fısıldayarak kulağıma,içinde sen.
Belki küçük bir parçayı çıkardın hayatımdan,
Büyük bir parçanın kanı aktı gitti.
Haykırarak terkettin kalanlarımı süpürerek beynimden,
Şimdi hasrete ağlayıyorum.
Ne bırakır geçmişten hatıralar,
Canın acıyor bir yerlerde çocuk
Vicdanın kalmış yabancı ellerde
Tokat gibi iner geçmiş yüzüne
Yangın düşer yağmurlu gözlerine
Git de bu geceler mahrum kalsın güneşine
Baharda cemre noksan uyansın yeşiline
Şehrin isimsiz caddeleri umudunu yitirsin
Adımlarının geçmediği her bir köşede
Günler yalan olup gidecek sensizliğinde
Milyar yıldır ne güzeldir;
Yoğrulmamış hamurumuz
Bir kaynaktan parlayan aydınlığımız
Ve o büyük kozmik patlama;
seni bana, beni sana savuran, akıl ötesi mucize.
Milyon yıldır ne güzeldir;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!