Şaşırıp kaldım hangi yana dönsem
Bakıp durdum , bulamadım öz kayıp
Susulur mecliste divana girsem
Dudak durur, diller ahraz söz kayıp
Vurulunca doğrulara kilitler
Hayat ibret, ders netice
Okumalı lisan hece
Visal'i yâr ile gece
Hemhal olmak yeter bana
Kelamullah sonsuz ışık
Ve şehir yine kendini unutturuyor…
Gecenin koynuna gizlenen kaldırımlar var
her taşında bir suskunluk,
her suskunlukta bir yarım kalmışlık…
Camların ardından sızan loş ışıklar
Nasıl vasvedeyim sana kendimi
Yerle yeksan olmuş bir haldeyim
Sığmam sınırlara yıkar bendimi
Katrelerde coşmuş gör seldeyim
Boynumda yafta gezer diyar diyar
Vardım bir ülkeye yüz on dört ili
Yalnız konuşulur gerçekler dili
Elli dört yasası var değişmez
Has bahçe içinde nübüvvet gülü
Kocaman bir hiçliğe doğru zaman
Ne sözlerin ne kelimelerin kifayeti var artık
Anlatmanın beyhude bir çaba olduğunu..
Anlaşilamamanın yorgunluğu ile tasdikler hayat
Bahçıvan terk etmiş, bülbüller susmuş
Yahşi bağlar yaman ellere kaldı
Mecnun Ferhat Kerem yanıp tutuşmuş
Gerçek aşkın közü kimlere kaldı
Hikaye romandır sanıp durmayın
Haram yedirmedim kaldım ortada
Neyleyim kenara attılar beni
Hesap verilmeden daha dünyada
Bakıp acımadan yaktılar beni
Hiç usanmadan emek verdiklerim
Gölgesini Unutmuş Ağaç
Sokaktaki ıssızlığının aksine
Başımdaki uğultuların bitmez savaşı,
yüreğimde ihanetlerin derin sancısı…
Açıl susam açıl dedi ahmaklar
Yine değişmedi kırk haramiler
Bey oldum sanırlar dünkü yamaklar
Yine değişmedi kırk haramiler
Soyu sopu asaleti belirsiz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!