Yüce komutan başını öne eğdi
derin düşüncelerin çatlak coğrafi çizgileri
parşömenine mızrağın ucuyla damıtılmış
adeta kanıyla kazınmıştı sanki...
güneşin gözyaşı kızıllığından
kaynayacaktı cehennem kazanı
uzun uzadıya uzayan
mahşeri insan seli kalabalığı
ölüm sessizliğine bürünmüş
gök kubbe kapaklanmış
kesilmiş nefesler
kader oyununda kimdi figüran
ferman kudretine haşa...
olacak mıydı isyan?
kasırga dinmiş
yalçın kayaları azgınlığıyla yalayan
dev dalgalar durulmuş
çarşaf gibi örtüsüne bürünmüştü deniz
hazin iç çekişlerin yakamozlu ışıltısı
kadifemsi okşayışların nemi
demliyordu kumsalı
yakıyordu kıyametin ateşini
alametin sinsi sessizliğinden bihaber
ansızın kükredi parçalandı gök!
yaylım ateşti ferman!
fırlatıyordu enginliğe yıldırımlarını
sessizliği yaran titreyen uğultular
kâbus olup çökmüştü yüzlere
katranı kınından çekilmişti kılıç
darağacında genç âşıklar sallanırken
ceninlerin masumluğu
aklar mı celladını?
söz geçiremediği o
kaba gururuydu komutanın
vicdanında mahkûm edercesine kendini
kudretinin azametli ağırlığı işkencesinden
siluetine kazınıyordu ressamın gözünde
cansız bedeni
günahlar işlenmişti çoktan ne fayda
olacaktı elbet bir karşılığı faydasız
ilahi adaletin mizanında sorguda
toprak ana sarmıştı âşıkları tenine
yüce komutanın infazını beklerken
Kayıt Tarihi : 26.7.2023 11:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!