Büyük ozan Cahit Sıtkı Tarancı,
Ölümsüz bir dizesinde seslenie acı acı:
'Her mihnet kabulüm, yeterki,
Gün eksilmesin penceremden! '
Ben de derim ki:
Göremezsin deliğini iğnenin
Şırazesi bozuldu mu bedenin...
İkide bir hastaneye gidersin
Şırazesi bozuldu mu bedenin...
Ömür geçer çabucacık yel gibi,
Emekliye ayrıldım,
Emekli olamadım.
Emekli Sandığı'nda bu işin yetkilisi:
'Sokaktaki adamsın, sen bizim gözümüzde
İşe girdikten sonra değer kazanırsınız,
O zaman isteğini inceleri burada!
Bir yaşam biterken... Yolun sonunda
Yazgıda görünür bize son durak!
Bir de mutlu olmadınsa dünyada
Çok acı görünür hele son durak! ...
Dikenli, çiçekli, kötü ve iyi,
Şu nasırlı yoksul boş duran eller
Özlem dolu gönüllerin eller...
Özlem dolu gönüller de
Bir tutsağın gönlüdür...
Bu tutsak kişi de
Sonsuz özleme tutsaktır...
Doğduğum topraklarda son yaz çabuk geçer
Birdenbire sararır dökülür tüm yapraklar...
son yazın şarkıları sonsuz elem doludur,
Ayrılık üzerine son türküler yakılır...
Son yaz türkülerinde acılar dile gelir,
Mevenkhevank hüzünle yürekte düğümlenir.
Büyük söz söylemek kolay değildir,
Bilgi ve deneyin göstergesidir,
Bir de büyük kişi olmak gerekir
Sözün büyüğünü büyükler söyler.
İşte! Size bir büyüğün, bir sözü:
Bu büyük feylesof aç açına hep
Kitaplarını yazdı,
On beş yıl yazdı.
Kendine verilen rütbelerle
Ödülleri bile umursamadı,
Ödül almadı rütbe almadı.
İyilikleriyle kişiliğini
Sonsuz özlem içinde
Dile getirdiğimiz
Eskiler dediğimiz
Büyük dedelerimiz;
Omuzlarda bulunan
Yalandanda olsa gel bir hatır sor,
Neyleyim arzular zalım, ten seni
Kötü düş olsamda bir gün hayra yor
Özledim dikenli gülüm ben seni.
Çiçekli dalımsın izledim seni!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!