ben biraz fazla severdim pencere bakmalarını
dünyadan aşağıya eğilir ne kadar sen varsa ta gözlerine düşerdim
sordum; bilme yaşıma geldiğimde
dünya nereye bakmaktır
içimi gösterdi rüzgar, çukur sesli Perşembe
hep bir şarkı olayım istedim "yorgun demokrat"
herkes diye çok çoğul bir tanrım vardı
hep cennet gösterip cehennem vururdu
unutmuşuz
o çift camların
bir çift kanat olup kalbimize konduğu günleri…
tek acılı çayını yudumlarken gözlerim, gözlerinde
duvarlardan zaman damlar ve içimizde göl olduğu
tahta bir çivi ile çakılmış hayatları
Burası basamak Teo
Düşünce üstü düşünce
Bir kentin ilk adımları gibi
Kendi içinde kıvrıldıkça
Azalma endişesi ve güncel Efektler
Sokakların tütün kokan parmaklarıyla elele
-vakit; beyaz bir güvercindi
Bütün kapılar içimize hep aykırı açılırdı
Anneler gece rengi önlükler ütülerdi, ay şekilli yakalarımıza
Ve bütün çantalar fıtrat taşırdı
Yıllar! Seni senden beklerken, bizi bizden aldığın kadardık
ey!
esirgeyen ve bağışlayan
açlıktan ölmenin bayramı cennetin olsun mu?
I-
katışık maya olgusu
bu sabah bir kartal gördüm gözünde göğü taşıyordu
-sanki ölebilseydi, yeniden doğabilecekti
suyun ucundan tut Teo
birazdan babam kalkacak yüreğimden
abdest almak için...
çok ileri gittiğim söyleniyor
al bu canı, cananın ömrüne nakş eyle
ruhta canan yok ise, tende canı ne eyle
al bu kalbi, ateşin örsünde aşka şekil eyle
içinde Rab yok ise, aşk; arşa varsa ne eyle
Ölüm; yaşarken, duyulmayan duyu
Labirent düş sekmeleri ve kuyu
Ölüm; ömür tamamlayıcı hece
Ve önsezisiz bin bir bildirmece




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!