unutmuşuz
o çift camların
bir çift kanat olup kalbimize konduğu günleri…
tek acılı çayını yudumlarken gözlerim, gözlerinde
duvarlardan zaman damlar ve içimizde göl olduğu
tahta bir çivi ile çakılmış hayatları
Burası basamak Teo
Düşünce üstü düşünce
Bir kentin ilk adımları gibi
Kendi içinde kıvrıldıkça
Azalma endişesi ve güncel Efektler
Sokakların tütün kokan parmaklarıyla elele
-vakit; beyaz bir güvercindi
Bütün kapılar içimize hep aykırı açılırdı
Anneler gece rengi önlükler ütülerdi, ay şekilli yakalarımıza
Ve bütün çantalar fıtrat taşırdı
Yıllar! Seni senden beklerken, bizi bizden aldığın kadardık
ey!
esirgeyen ve bağışlayan
açlıktan ölmenin bayramı cennetin olsun mu?
I-
katışık maya olgusu
her gece kapım çalıyor
açıyorum, hiç kimse
hiç kimse diyorum, kapımı neden çalıyorsun durmadan
hiç diyor
-hiç…
bana uygun bir dil bul seni anlatacağım
-dedim kendime
yıl bindokuzyüzdoksanaltı
adım tam dört harf ile kodlanmıştı ülkemin şuuruna
ey! dedim yücelerin yücesi
-ara sıra bize unutmayı hatırlat olur mu?
biliyorum
dilimin bir ayarı olmalı
anahtarlarımı kaybettim
bir kalbin kapısında nasıl bekleniri bilmiyorum
merhaba gülümseyen çirkinlik
yine yüzünde aynalar açmış
yine duvarları çiğnemiş dişlerinle gülümsüyorsun
suyun ucundan tut Teo
birazdan babam kalkacak yüreğimden
abdest almak için...
çok ileri gittiğim söyleniyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!