İnfazın ertelenmiş, sen ki, müebbet nârsın
O gün, fırlak gözlerle, mazlumlara bakarsın
Kudurmuş ihtirasla, bakıyordun tepeden?
Nice ekâbir gördük, aslı hep sünepeden
Hamuduyla götürür, lakin üste çıkarsın
Vurguncuyla araklar; makbul tavır takarsın
Maharetten sayılmaz, hırsızlıkta bilgelik
Nerede yetim hakkı? Hesapların gündelik
Semirdikçe arlanmaz, ne usanır, bıkarsın…
Çığır açıp ifsada, nice nesli yakarsın…
İkiyüzlü çehresi, korur kollar kalleşi
Dürüst ile geçinmez, hȋle- hud’a her işi
Çarka meyyâl çakallar, birbirini tanırlar
Bu düzen ilelebet, payidardır sanırlar
İt sürüsü saldırır, çıkarsa bir er kişi
Paydaş olan çirkefin, cihanda yoktur eşi
Rantiyeyi görünce, sıralanıp peş peşe
Kuzgundan beter bunlar, üşüşürler her leşe
Hem keldir, hem de fodul, ağzında takma dişi
Fırsat bulsa yiyecek, hem ayı hem güneşi
Zorbalıkta Firavun, Nemrut’la yarışırsın
Bel’am’a heves edip, Karun’la kapışırsın
İftira, gıybet, nifak; yalan, haset, garez, kin
Haramlar mubah sana, tüm yolları denersin
Mezarda mı bitecek? Yağmaların, talanın
Kapalı kapı ardında, kahpelerle planın
Sende eksik hasleti, sürekli kıskanırsın
Kompleksini, kinini, zulümle bastırırsın
Yaka silker nicesi, ürkeği pusturursun
Emir vâki olunca, toprağı kusturursun
Zâlim senin yüzünden, gün doğmaz hanelere
Dünyanın adaleti, su serpmez yüreklere
Nisan yeşili gülüşler, sararıp çöle döner
Takatsiz kalır dizler, gözlerin feri söner
Ukdelenir nefesler, uykusuz kalır gözler
Yaşamdan bezmiş beden, ölümde felah gözler
Mağdurun gözü yaşlı, beddualar arşa dek
Sürekli kahır yazan, defteri kim silecek?
Sen ki, bunca zulümle, âbâd oldum sanırsın
Âhir berbâd olunca, sen kendini tanırsın
Sen ki, Soysuz, Hayâsız! Yaşarken öldürürsün
Sen ki, haksız, pervâsız, ocaklar söndürürsün
Gâh makam, siyasetle, gâh kukla vesayetle,
Gâh adalet maskeli, muhtelif vekâletle,
Satılmış köpekleri, keyfince ürdürürsün
Gam, keder, hüzün yüklü, bin türlü tezahürsün
Zulüm sen ki, şeytanca, tuzaklar kurdurursun
Zulüm sen ki, aslanı, çakala boğdurursun
Sen yok ol ki, yıkılsın, ebed-müddet istibdat
Yok ol ki, ebed-müddet, huzur bulsun kainat.
İsmail Güller
Kayıt Tarihi : 29.4.2023 01:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!