savruk adımlarla zaman tünelinde ilerlerken
ayak sürütmeler yürünen yolun umrundamı
kırık fenerle yolu aydınlatırken
güneşe küsmüşsün günün umrundamı
Hasret akar bu nehirden
Birzamanlar karıncaydı ufacıktı
Okyanus görmemişti bu gözler
Sevgi aşk bilmezdi
Dedesi sakallarını ona verecekti
Bu şiiri kimse yazmayı bilmiyordu ben yazdım
Akşamdı yağmurdu aşktı bahardı
Şiir ya bunlar hepsi yalandı...
İçinde biriktikçe birikir sıkıntın
Düşünürsün bir çıkar yol bulamassın
Havaya bırakmak istersin umutsuzsun
Yakarsın sigaranı,çekersin çekersin
Paylaşacak dertleşecek kimsen yok
karın büründüğü beyazlık kadar
cocuk penceresinde hayatı süzerken
yer gök berrraktır yağar
kirli yüzeylere çarpıp masum yapar
sabırla özveriyle pürdikkat olup
mana aleminin kapısında bir garip
aralanınca içindeki nura bakmak için
yorgun gözlerden yaşları süzülürken
çaresizlik belini ikiye büktü
merhaba zübeyir bey...
bir yazı yazıyordum...ünlü çirkef şairlerle ilgili bir araştırma yapıyım dedim...o sırada sizin çirkef adlı şiirinizi gördüm...okudum...bahsettiğim mevzunun özeti gibiydi...çok güzeldi yani...bilmek hoşunuza gider diye düşündüm...diğer bir kaç şiiriniz de okudum...çok güz ...