Hayâl sanma sen, bu âlem, hakikatten ziyâdedir,
İzzet nedir, zillet nedir, buldum ama ben bana kaldım.
Görür gözlerim görmez oldu, aklım ayağın tozunda kaldı,
Süründüm, nice hüsrân oldum, yine ben bana kaldım.
Yalnız bir adam gelip ruhumda sallanırken
Akşamın selâsında nereye götürür bu el beni
Meyhane sofrasına dayanıp el açarken hislerim
Kâh bir ihtiyar sürükler beni peşinde
Cami avlusunda sayıklarım adını ard arda
Dualarım gelir kurtarır beni, bir ölünün ardından
Demem o ki,
Bunların ikisi de kaybeder ;
Biri aklını biri gönlünü.
Gönül, âşığı aratır diyar diyar
Etme eyleme gönül.
Deli de mesken tutar sevgiliyi
İslâmbol demişler adına, saltanât-ı hükmünle pâyidârsın sen,
Alıp götürüyorsun cihândan elem ve kederi,
Rüzgâr esince, zamansız bir seyyâh gibi;
Seyrediyorsun âlemi, mukaddes bucâğında .
Ötelerden raksederek süzülüyor, kutsî ezgilerinle martılar
Benimle birlikte dinliyor şâhlar, mâziden sesini
Sahi ne çok kaybettik,
Ne çok telaş biriktirdik,
Ne çok aldandık,
Ve ne çok aldattık.
Bu dünya uykusunda bir ninni duyduk
Kimimiz şair,
Mâsûmiyetini lütfeder gibi zamânsız sâfî gözleri,
Nârin vücûduyla intizâm, uzanıyor ufukta;
Tedirgin ama âsî, kirliğe inat beyaz bir gül gibi
Gülümsüyor inceden, rûhunun kıskacında.
Yel değirmeni boyunca, seriliyor sokağa sonbahar,
Sen hangi güzelliğin açtığı hudutdasın,
Binlerce yıldır sürgün kalan hangi hüznün koynundasın,
Yıldızlar çağıracak sendeki talih bahtını
Bir şahlanacak ki arştan gelecek şanlı adın.
Şarkile garba sığmadı nûrundan ayaller Semâve'yi sel, Kisrâ’yı yel alacak,
Kul olan imdâd eder mi hâlinden,
Aman diler mi, huzurunda secde edip
Masivadan kurtulup cânı cihânı terk edip
Sultanım, eşiklerde sürünsem de gel razıyım
Zulmetin nurdur bana, gel leylim ol,
Gel merhem ol yarama merhamet et
Eşiğine kapandım kapının dil neşet gönül neşet
Yâr sürdü beni gönül diyârından, merhamet eylemedi
Yarama tuz bastı, eşiğinden kovdu neşet
Iyalin tasvir eder güzelliği teselli edemezken ruhumu
Payidar kıldı beni bu mahremiyle ilelebet
Sızar bir zehir gibi acının en vicdansız görkemi
Hücum eder üstüme, delik deşik eder zuhurumu.
Ben kanlı harpler verdim, ruhumu susturarak
Kısrak düşüncelerim zamanda bir yıldız gibi kaydı.
Hep doğruya iyiye güzele uzansın yolun
sevgi ve dostluk çiçekleriyle dolsun
elin kolun