Şimdi birçok şiirin ağırlığı var yüreğimde...
Buram buram sen kokan
Unutturulmuş kalbime,
Bir gözyaşı gibi düşen..
Okuduğum her mısrada
Dinlediğim her şiir de bir sen var..
Öyle anların içinde bulunuruz ki bazen, saatlerce bir noktayı izler dururuz. Belki bir tavanı seyrederken belki de otobüs durağında kuru yapraklı ağaçlara bakarken..
hayat işte tam olarak bazen böyle..içinde olduğum bu durum, hissettiğim bu şeyin adı tam olarak nedir? bilemiyorum…bu zamana kadar yaşadığım her şey bir öncekine hiç benzemiyor, ve ben her defasında bunu atlatamamaktan korkuyorum. Her şeyin ardımızda kaldığını biliyoruz, geçmeyen her yaranın bir gün kanamayacağını da. Ama şuan olduğum yer bir öncekine benzemiyor, geçip geçmeyeceğinden yine emin değilim. Kendimi sorgulamaktan alıkoyamıyorum, kendimi hiçbir yere koyamıyorum.
Düşüncelerim karmaşık bir hâl alıyor ve ben kafamda hangi kapıyı açsam başkalarla yüzleşiyorum…
Yaşamak nasıl bir şey bilmiyorum? Bir hayat var ortada, hayatım diyebileceğim kadarıyla yok. Merkezden çok uzaktayım, kıyısında yahut köşe bi’ yerlerde.
Hayatınız için çaba göstermek gerekir, bilirsiniz çünkü mücadelesini vermediğiniz hiçbir şeyin önünüze altın tepsiyle sunulmadığını. Ama bu öyle bir şey değil ki..! Bunu anlatamıyorum kimselere.. ortada bir hayat varsa gereken çabayı gösterirsiniz , ben göremediğim bu hayatın neresine çaba göstermeliyim?
Kafamda yine bir kapıyı çekip çıkıyorken, halledememiş olmanın verdiği ağırlıkla birkaç adım atıyorum.
Ağlasam duyar mısın beni,
Anlar mısın gözlerimden?
Gülüşümden tanır mısın, yorgun bakışımdan?
Sessiz sessiz susar mıyız seninle
Ya da güler miyiz öylece?
Tanır mısın beni, benden,
"İnsanın sevilebilmesi için kendisi gibi olmaması gerekiyormuş.."
Bunu anladığım zaman biraz geç kalmıştım, insan bazen bazı şeylere geç kalabiliyor-muş..
Yaşayarak insan..öğreniyor..
Yetişemiyorum şimdi birçok şeye, yetişemediğim bu hayata geç kalıyorum. Hakikatten ne zaman böyle hisseder insan? Heyecanla yürüdüğüm o yolların sonu yokken bir sona geldiğimi hissediyorum şimdilerde..
Kendimi bunca vakit bir şeylerin güzel olacağına, yarınların umutlarına inandırırken, elimde avucumda hiçbir şeyin kalmadığını, hiçbir şeyim kalmayınca anladım. Ama hep öyle yapmadık mı? Hep buna inandırmadık mı zaten kendimizi. Geçeceğine..
Ben yanıldım, vaadettiğim umutların altında ezilirken, geçmeyeceğini bile bile inandım. Lakin öyle mecrûhum ki..inançlarımı, umutlarımı bu yanılgı altında yitirdim..
Yolunda gitmeyen çok şey var , yolundaymış gibi gözüken..
Tamam öyle böyle devam ediyor işte hayat
Bana bir şey demeyin ben zaten her gün diyorum kendime
Biliyorum da
Ama olmuyor işte bazen
Çaresizliğin eşiğindeyim..
Dışarıda bulutlu bir gökyüzünün yağmuru var.
Damla damla pencereden süzülen,
Yüreğimin kor yangınına düşen,
Üstelik düşündüren,
Gecenin karanlığını
Yine bir derin yolculuktayım..gözlerimin önündeki pencerede bir dünyanın yarısı, diğer pencereyi omuzlarımın arkasına almışım.. onda da bilmediğim öteki yarım bir dünya..
Ama bildiklerimden konuşacağım, baktığım vakit gördüklerimden.
Yeşiller arasına karışmış bir dünya insan,
İki binanın arasında iki ağaç,
Ve mavinin altında umutlu umutsuz..
Mutlu mutsuz insan dolu bir hayat..
Şimdi neredeyim, nasılım bilmiyorum..
Ya da ne hissettiğimi, ne hissedeceğimi
Bir yol var yürüyorum..
Ama sonu var mı? Bilmiyorum
Gökyüzümde karamsarlık bulutları hakim
Güneş çoktan batmış..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!