Zişan Türkcephe Şiirleri - Şair Zişan Tü ...

Zişan Türkcephe

Bugün yalnız ve yalnızlık arasındaki farkı öğrendim..
sonra oturdum uzun uzun düşündüm, yalnızlık ve yalnız olma durumu, ama zannımca bir şeyler ters gitti… bir baktım yine yalnızım, üstelik sarkaçlı saatin en yalnız olduğu vakit. Hissetmek, önemli olan hissetmek. Peki o hâlde hiç yalnız hissettiğiniz oldu mu? Yalnız kalmaya ihtiyacınız olduğu vakitler? Ne yazık ki bu da yalnızlığın sunmuş olduğu bir yalnızlık.. ne çok yalnız dedim öyle değil mi? Kelimeler bile misafir gibi.. sanki biraz sonra hepsi kalkıp gidecekmişte..yine ben kalacakmışım bana, her kuytu öyle bilir beni, sarkaçlı saat gece onikiyi vurduğunda yalnızlığımdan tanır köşebaşında ki garib cellat…onun bile yalnızlığı işlemiş ruhuma, nerde görsem tanırım aşina olduğum bu yabancı, bir o kadar tanıdık çehreleri. Lafı çok dolandırmakta istemiyorum, düğüm oldum haliyle..ama bazen de bile bile kalkıp sen gidiyorsan yalnızlığa.. ya anlayacak biri olmamıştır yalnızlığını, ya da anlatabileceğin bir yalnızlığın. Öyle söyledi köşebaşındaki garib cellat…kaldırdım kafamı baktım etrafa, ne sarkaçlı saatten eser var ne garib cellattan ne de benim filinta gibi yalnızlığımdan.
Şimdi varız, günün sonunda olduğumuz muamma, yarın belki bir ihtimal, ertesi günden merhaba. İki gün sonra kaldık yine baş başa. Üçüncü gün, zaman epey gece.
Dördüncü, beşinci…hepsinden geçip gitti ömrümüz. Ve biz bir hiç gibi, hiç gibi gelip geçti yalnız.

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

İçimde dalgalı denizlerin fırtınası var..
Dışım fırtınanın sessizliği ve kimsesizliğiyle dolu
Ne hissettiğimi biliyor da duygulara dökemiyorum sanki
Ne yapmam gerektiğini de bilemez haldeyim..
Sanki biraz fazla kırıldım ama inan bana bundan şikâyetçi değilim..
Ağlıyorum ama üzülme sen..

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Hayat bazen acıtır..bizden aldığı çok şey vardır hayatın..bize getirdiği kadar götürdükleri de. Şimdi oturmuş evimde, köhne bir yalnızlıkla bu satırları yazıyorsam şayet, hayat benden birçok şeyi almış vaziyettedir..hayatım beni benden almış bir vaziyette..
Bazen bir şeyler olur, toparlayamazsın. İpin ucu kaçar senden, bir tarafı düzeltirsin diğer taraf hepten bozulur. Ama zaten hep bir şeyler olur.. ve sen bir daha eskisi gibi olamazsın. Yoluna koymaya çalıştığım bu hayat aslında hiçbir zaman bir yolun başında veya ortasında değilmiş, o yola hiç giremeden sonunu getirmiş. Bunu fark ettiğinde ise artık zaten pekte bir önemi kalmıyor yaşamın..veyahut yaşanacakların. Hayat çok erken bir vakitte yol aldırdı. Ve şimdi yaşamın ne olduğunu bilmeden, göremeden sonunu düşünür oldum.. ve o sona gitmekten gocunmadım..izin verdim, tüm bu olacak sonlara. Bana adım atmayı öğretmeden hayat koşmayı öğretti.. ve ben şimdi bu hayatta nasıl ayakta durabilirim emin değilim.. zira yeniden yürümeye de nasıl başlarım bilmiyorum.. benim davam başkaymış..
Bunu fark ettiğimde ise her şey için biraz daha geçti.. ama hep bize tam tersi söylenir öyle değil mi? “Hiçbir şey için geç olmadığı..” ama bazen gün gelir ki yetişemezsiniz, bu yetişemediklerinizin en büyüğü de hayatınız olur..şimdilerde ise bu hayata fazlasıyla geç kalmış durumdayım. Zaman şimdi birçok bakımdan geç-miş..

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Hayatımın yolunda gidip gitmediğini bilmiyorum.
İyi veya kötü müyüm, onu da bilmiyorum.
İyiyim galiba ya da iyiymiş gibiyim. Yıllarca söylediğim yalana inanıyorum belki de. Belki de mış gibilere inanıyorum. Sahi iyi miyim? Sahiden iyi mi her şey?
Yolunda mı gidiyor?

Yarım bırakılmış hissediyorum. Işıkları söndürülmüş, kapısı kilitlenmeden çekip gidilen ve terk edilmiş bir ev gibi. Bir ev gibi hissediyorum…

Devamını Oku
Zişan Türkcephe


Bilmediğim bir hüzün matemi içim,
Feragat etmiş bir ruhun bedenindeyim.
Öyle yorgun, öyle dertliyim.
Kendi kendimle konuştuğum vakitlerdeyim.
Anlamadığım, anlam veremediğim gecelerdeyim…

Devamını Oku
Zişan Türkcephe


Ben hiç böyle hissetmemiştim.. çok aşağıdan bi’ yerden düşmüş gibiyim, kalp kırıklıklarım batar oldu göğüs kafesime.. çok aşağıdan bi’ yerden düştüm. Bunlar en beklemediklerimdi.. kendi yaramı kendim kanatır oldum. Üstelik buna ben bile hayret ettim. şimdi yine o aşina olduğum yerdeyim çok aşağıdan düştüğüm o yer.. sorma bana “ne oldu?” diye, deşme daha fazla. Bilirim sorarsan ağlarım, gözyaşlarım kanatır biraz da. O vakit yol alır giderim, çekilirim odamın en kuytu köşesine, az da orada yara alırım. Hayatın hep öğrettiği bir şeyler vardır.. hayattan ziyade insanların, insanlar size çok şey katar, bazısı iyilikleriyle bazısı da kötülükleriyle. Hayatıma çok şey kattı insanlar, fakat benden birçok şeyi de alıp götürdüler peşleri sıra. Bu bir inanç da oldu yahut bir güvende, ne aciz öyle değil mi? Bir insanla her şey değişebiliyor, ve bir insan sizin hayatınızı bir anda değiştirebiliyor da. Bunu ya size umut vererek yapıyor ya da sizden tüm umutlarınızı alarak. Nasıl oluyor da buna izin veriyoruz? Kızgınlığım kendime, kırgınlığım da öyle. Belki en hatalı benim ama özür dileyeceğim tek kişi de kendim. Bunu biliyorum, ama söyledim ya hayat öğretiyor size. Bu neyin nesi bazen anlam veremiyorum, bunu çok düşünüyorum ama neyin geçmemiş hissi emin değilim, hep böyle ikilemdeyim bilmek ile bilmemek arasında. Kendimle geçimsizim, gurursuzum belki, hatta kırık bir dal parçası gibi kimsesizim, kırığım da. Belli ki henüz kalkamamışım o yükün altından, sonra dağılmışım tıpkı bir bulutun göğü terk edişi gibi. Sahi yerim neresi benim? Tam olarak neresindeyim? Göğün yüzü mü evim yoksa toprağın üstü mü? İşte yine düşüyorum çok aşağıdan, kırıklarım batıyor.


Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Her şeyin anlamsızlaştığı bir yer vardır. Bir yerden ziyade, bir zaman, bir an veyahut bir gün. O zaman yaşadığın her neyse, daha doğrusu şöyle söyleyeyim yaşayamadığın her neyse o şey, her şeyi anlamsız kılar. O vakit bir şeylerin hiç adil olmadığını anlarsın. Seni haksız çıkartır bu hayat. Birileri için adilken bir taraf hep haksızlığa uğrar. Peki bu dünyanın düzeni mi? diye sorgularsın kendini. Çünkü bu düzen hep eksik tamamlanır. Ve bu düzende bir yerlerde dağılan bir şeyler hep vardır. Şimdi bu düzende dağılan benim, düşündüklerim, hissettiklerim..peyderpey kişiliğim..
sanki yolunda giden şeylere dikenli güller atan benim,
bir nevi dağılan da hatta dağıtan da keza öyle.
Anlıyorum ki, bu hayat hep böyle..seçimlerimin sonucunu bir tek ödemekle yükümlüyüm.
İnsan ne yapıyorsa kendine yapıyor aslında.. Bazı şeyler hariç , aslında çoğu şey insanın kendi seçimidir..
bahanelere sığınmak sadece bahanesi olur..

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Döngüye girmiş bir hayatın parçasıyım..
Tekrar edilmiş günlerin,
Geçmiş saatlerin ötesiyim..

Bir yanım soluk griler
Diğer yanım parça parça renkler..

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Mutluluk nedir? Bana soracak olursanız şayet, bunu anlatacak birkaç kelimem bile yok.
Ah hayır! Cümleme yanlış soruyla başladım.
Mutlu olmak nedir? Bana soracak olursanız şayet, bunu hiç bilemedim. Belki kıymetini, belki varlığını, belki hissini.. ama gel gelelim keder.. hüzün ve acı. Onlar adına yazacak çok şeyim var.
Ama neresinden başlarsam başlayayım hep eksik kalacak, ve siz anlattığım kadarı ile bilebileceksiniz gerisi anlatmadıklarım, gerisi anlayamadıklarınız..ve siz sadece size düşen gerçeklerle yetinmeyi öğreneceksiniz.. bu da benim öğrendiğim gerçeklerden bir tanesi. Payıma düşen neyse onunla, bir hiçlikle yetindim… bahaneler ardına sığınmaktansa gerçeklerle yüzleşmeyi seçtim. Bu hayatın birçok pekte sahi olmayan gerçekleriyle.. peki benim gerçeğim sizin de gerçeğiniz olabilir miydi? Bu hayat benimse, bu hayatın gerçekleri de öyleyse.. sizin olabilir miydi? Sizin yerinize cevap hakkım varsa şayet, hayır. Yanlışlarınız benim doğrularım ile çelişiyorsa bu sadece sizin yanlışınız olur. Madem ki bu böyleydi, madem ki bana ait olan her şey sadece banaydı..neden hayatımı kendi hayatınız gibi yaşadınız? Neden hayatımı hiçe saydınız? Payıma düşenin bu olduğunu neden bana inandırdınız? Sorum size… ama kabahat bende, “körler çarşısında ayna satan bendim..” ve ben ilk kez bu denli yenildim.. şimdi baştan alıyorum tadı buruk olan hayatı.. artık daha gerçekçi yaşamak için yaşamı.
Sonra kalktım bir çay koydum, anlatmak istersin diye kekre mutluluğunu..

Devamını Oku
Zişan Türkcephe

Kabul ediyorum..hatalarım oldu, yanlışlarım oldu, pişmanlıklarım ve keşkelerim..yenilgilerimde oldu, galibiyetlerimde.. ama şimdi geriye dönüp baktığımda hiçbirinden eser kalmadığını görüyorum. Bu hayatın bize sunmuş olduğu kaçıncı evre emin değilim…emin olduğum şeylerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor, şimdi bu satırları yazarken bile ellerim kararsızlıkla dolaşıyor harflerin üzerinde. Bir cümle bitiyor diğerine nokta koyuyorum, bir düşüncem baş kaldırıyor oradan.. ardından öteki. Kendi kendimle çelişiyorken, neyim varsa kaldırıp atıyorum..sonra ardından yine aynı keşkeler. Ne bir eksik ne bir fazla, neyim eksik ki? neyim fazla? Aslına bakacak olursan, yapamadım hiçbir şeyi. Mesela tutturamadım hiç o pilavı, ya suyunu fazla koydum ya da pirinci eksik. İşte ben hep böyle, bir türlü ortasını bulamadım yaşamın. Ya eksik yaşadım ya da fazla düşündüm, bilirsin “çok düşünmek bir çeşit intihardır.” Ve ben ne zamandır çok düşünür oldum.. şimdi böyle de olmadı lakin, nasıl olur bilemedim. O vakit devam ettim, bir süre yazdım, uzunca düşündüm, biraz sildim, bakışlarım ilişti penceremin yansımasına..az da kendimi izledim..baktım olacak gibi değil kalkıp gittim oradan. Boynu bükük sokak lambası altında yazıyorum keşkelerimi, sen şimdi sorarsan bana bende bilmiyorum, sahi ne ara geldi mevzu buraya? Bunu çoktandır bende düşünüyorum, ama bilme.. uğurluyorum seni dehlizlere.

Devamını Oku