Zindanda Unutmadım Sizleri

Her bakışı başka bir yıldız, her bakışı başka bir bahar
Çağrıştıran
İçimde hep sen olan
Çırılçıplak gülüşüne
Omzundan süzülen ak saçlarına
Hasret kaldığım
Bazen dünyam
Bazen ülkem
Bazen o çok sevdiğim
Dersim
O çok sevdiğim
Şırnak gibisin hep
Her zaman sevdam olan
Kanatları
Yorgun bulutlara takılı kalan
Kayadan kayaya sekerek dolaşan
Ötüşü görkemli dağlara
Şan veren
Ey nazlı kınalı kekliğim
Nehir gibi berrak
Gözlerin
Kızıl bir küheylan gibi
Alımlı duruşun
Durmadan içimde çoğalıyor habire
Sevdiklerine kavuşmayı beklemek
Ne çok zormuş ne çok
Yüksek duvarlarla çevirili
Şu Silivri Cezaevi’nde özgürlüğü, geleceği iple çekmek gibi

Hatırlamamak mümkün mü? Sevgisi bende eksilmeyen seni
Düşlerimi aydınlatan o siyah gözlerini
Ali’yi
Bulut’u
Şinda’yı
Beraber gezdiğimiz
Baba diyarımız olan
Kars’ı
Kağızman’ı
Yol boyu
Bizlere gülücükler dağıtan
Yüzlerinde güneş yanığı olan
O öpülesi Digor’lu Kürt çocuklarını
Unutmak mümkün mü? Bakışlarından
Güneş ışıldayan, canımın yarısı olan
Havin’ı
Çok özlediğim kardeşlerimi
Bacılarımı
Sevdiklerimi
Yoldaşları
Dostları
Özgürlüğe yazdığım şiirlerimin bedeli sayılan
Şu ölümlü zindanda, dirilişimin sebebi olan Ercan’ı, Nurcan’ı

Mehmet Çobanoğlu
13.03.2018
Silivri