Oturup bir tepeye yahut bir akşam vakti seyahatte şehrin ışıklarını seyre koyulursun ve o ışıklar aydınlatır ya ruhunu
Kim bilir içinde nice ışık var, kim bilir onlar ne derece aydınlatır seni
Bilmezsin...
Zaman zaman çıkmalı insan içindeki bir tepeye, seyahate
Hep kendisinde bulunan, yanan ışıklar huzur vermeli ruhuna
Bülbül diyarlar gezer, yanık yanık öter gülün aşkına
Gül ardında mevsimler bırakır bülbülün yolunu gözler
Heyecanla, özlemle bekliyor zarflar;
İçleri, insan içi ile doldurulmuş kağıtları.
Sonra o kağıtlar bekliyor hasretle;
Bir kaç satır dahi üzerine yazılmasını.
Kalemler bekliyor sonra;
Parmaklar arasında tutulmayı.
İşte bak
Çek havayı içine; toprak kokuyor
Bir insan neyi isterse
O şey ânlanıyor
Şimdi dağıt aklında ne varsa
Kendini bir bulut üstüne bırak
Hasret kaldı gönüllerimiz Hüsn-ü beyza'ya
Her beşerin gözleri semada
Can atıyor kir tutmuş sadramız şifaya
20.12.2018
01:49
Bütün iç sıkıntılarım toplanıp öyle geliyorlar üzerime
Bir anda öyle çullanıyorlar ki
ayağa kalkamayacağım sanıyorum
fena hırpalıyorlar
Kalbim ve beynimin üzerinde tepinip duruyorlar
Bir şehirde insanların olmadığını nereden anlarız dersiniz?
Bilmek isterseniz bir tepeye çıkmalısınız
Oradan izlemelisiniz tüm her şeyi
Işık var ise bir tane bile umut var demektir
İnsan ne kadar yükse de bir yüreğe aynı zamanda umuttur da
İnsan insansız yaşar mı hiç, yaşayabilir mi?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!