Kısır bir kadın gibi sığ
Bir çöl gibi
Taş gibi
Bu çağ
Akılsız bir baş gibi
Anasız bir evlat gibi
Şimdi harabe evler kadar yıkık ruhlar
Bu zamanı kim tamir edecek...
Her şey bir geliş gidiş içinde
Yalnız Allah için olan şeyler daimi
Kuşlar uçuyor, hür değil
Işıklar yanıyor, gece değil
Tahtadan çiçek açıyor, topraktan değil
Ağaçlar meyve veriyor, yaz değil
Yapraklar dökülüyor, baharın sonu değil
İnsanlar susuyor, dilsiz değil
Ya bu kuşların haberi var mıdır bunca kötülükten?
Arzın, arşın, kâinatın haberi var mıdır?
Nasıl olmasın!
Bu kadar vahşet, vakitte iğrenç tebeddül nasıl sükût etsin yeryüzünde?
Kiramen-Katibin münşi ederken nasıl ulaşmasın onlara havadis?
Ya onlar, bunlar karşısında bir şey yapmak isterler mi?
Hani, çocuğuna bir şey olmasın diye sımsıkı sarar ya bir anne çocuğunu
Ya dere tepe yapayalnız gezen bir çocuk düşün
Ya bir anne korumak için öyleyse
Diğer çocuğu koruyan nedir?...
Bir film bu
Diri gibi gösterilen ölüler oynuyor bu filmde
Birkaç seyirlik film
Şuanlık sonu yok gibi
Lakin hiçbir perdesinde akıldan çıkmıyor biriminin olduğu
Hepsinde konular ayrı
Mat mavi bir gece
Günün yorgunluğunu belki de ayların, atmak için barana sarılıyor evvelce
Ve üşüyünce
Kar beyazı bir battaniye alıveriyor üzerine
Bekliyor uykuya dalmayı aklında birbir düşünce
Geceyi beklemek gibi ölümü beklemek...
Her iki vakit geldiğinde de yalnız kalacaksın!
Gece gelince dertlerinle,
Ölüm gelince amellerinle...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!