Bir türbe var orda
Gelincik çiçeklerinin kızıla boyadığı
Yağız atların dörtnala koşup
Düşlerde yarışa durduğu
Kosova Ovası’nda
Evlâd-ı Fâtihân yurdunda
Terazilerden nasip ummadan
Düştük yollara harbiden
Yıldızlar altında aşklara özendik de
Yaşam köprülerinde ıpıslak olduk
Belâ yağmurlarıyla
Çökerttik yolları
Hırsız gülüşler gölgesinde
Martı kanatlarında gizli kaldı
Mutluluk ekmek kırıntıları
Emanetti ya gölgesi
Hık demeden
Dilağacım Okların
Atış Menzilinde
Güpegündüz yol kesip
Baç aldılar dilimden
Dilağacım çapraz ateş arasında dostlar
Dildağım
Kar yağdı Dildağıma habire
Kalbimde güneşi gizledim
Durur diye bir gün sabrım bahara
Gül ektim içimdeki taş duvara
Marttı ve baharın nazındaydı
Kıbrıs’ım sarı papatyam
Bayramda çocuklar gibi şen şakrak
Martılar gibi beyaz ve masumdu
Önce güneş öptü denizi Gazimağusa’da
Kordon’da Bir Akşamüstü
Bir akşamüstü Kordon’da Türkü Barda
Savaş yüklü Balkan takvimim
Bahara yenik düştü bir anda
Nicelerini Tanıdım
Nicelerini tanıdım
Bozkırda çam ağacı
Kuytularda dost yankısı
Sofralarda ekmek ve aştılar
Telefon çaldı
Baktım saat henüz beşi geçiyor
Dışarıda Nisan yağmuru çiseliyor
Hasan öldü diye
Acı haberi baldızın verdi
Hıçkırıklara boğularak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!