Zeynal Yaman Şiirleri - Şair Zeynal Yaman

Zeynal Yaman

Sırtımızda asırların günahı var
Bize düştü tufanı zamanın
Toprağa karşı nankördük zaten
Göklere bakmaya da yüzümüz yok

Bir deninin ayağı başımızda

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Tarih: 5 Haziran 632. Konuşan Hz. Muhammed
—Ey insanlar! Yönetiminizde bulunduğum müddet içinde kimin sırtına bir kamçı vurmuşsam işte sırtım gelsin o da bana vursun! .. Kimin kalbini incitecek bir söz söylemişsem işte kalbim gelsin o da bana aynı şeyi söylesin! . Kimin hakkını almışsam işte malım, gelsin o da benden hakkını alsın!
Şunları da ekliyordu sözlerine:
-Sakın içinizden biriniz demesin ki, hakkımı isteyecektim ama Resulullah'ın darılacağından korktum da isteyemedim.. Şunu iyi bilin ki, benim inancımda hakkını isteyene darılmak yoktur. Tam aksine benim en çok sevdiğim kimse, benden hakkını isteyen kimsedir. Ancak bu suretle Rabb'imin huzuruna yönettiğim insanların hakkını yüklenmeden çıkabilirim! .
Dinleyenlerden biri ayağa kalkarak:
-Ya Resulallah der, öyle ise benim zatınızda üç dirhem alacağım var, onu istiyorum! .

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Her gün bir başka fitne odunda yanarken bağrımız
Bilmem vicdanlarda bir karşılık bulur mu çağrımız
Sanki olanlara nazire olsun diye Ağrı’mız
Acılar diyarında yükselip, böyle bir dağ olmuş

Hani, Sarıkamış’ta donmuştu ya dedelerimiz

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Kan beyne sıçrayınca akıl baştan çıkarmış
Öfke sel olup damarlarımızdan akarmış
Bu öfke öyle fena bir ateşmiş ki dostlar
Hem sahibini hem de başkasını yakarmış

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Kırmızı çizgiler hayra açılan kapıdadır
İffet sahipsiz kaldı iffetsizlik tapudadır

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Ne zaman ki rüyalarıma günahı sokmaz ruhum
Bilin ki ben işte o zaman belki kurtulurum
Başkası ne der, ne düşünür bilmem amma
Ben hayallerimden bile hesap sorulurum
Kasım 2009

Devamını Oku
Zeynal Yaman

'Onlar gayba inanırlar,namaz kılarlar,kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar ve onlar sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler,ahiret gününe de kesin kes inanırlar'(Bakara 3-5) Namazlarda huşu içindedirler,boş ve gayesiz şeylerden yüz çevirirler,zekâtı verirler ve iffetlerni korurlar.(Müminun 2-5) Emanetlerine ve sözlerine riayet ederler..(Müminun 8)
Bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar,öfkelerini tutarlar ve insanları affederler. (Ali İmran 134) Onlar yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendilerini bilmez kimseler laf attığında incitmeksizin ''selam' derler geçerler,gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyamda durarak geçirirler.(Furkan 63-64) Onlar harcadıklarında ne israf, ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler.(Furkan 67-68) Onlar yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılaştıklarında vakar ile oradan geçip giderler. Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve dilsiz davranmazlar.(Furkan 72-73) İffetli davranırlar ve Allah'ın istediği şekilde evlenirler.(Nur 37)
HADİSLER:
'Mümin müminin kardeşidir.Ona zulmetmez ve onu tehlikeye atmaz,onun ihtiyacını giderir.Mümin odur ki, komşusu onun elinden ve dilinden emin olur.Gerçek mümin kendisi için istediğini başkası için de isteyen kimsedir.'
Allah bizi hakiki mü'minlerden eylesin; riyakârlıktan,sahtekârlıktan ve ikiyüzlülükten uzak eylesin.... Amin!

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Bir zamanlar seven yüreğimiz vardı
O yürekte açan güllerimiz vardı
O güller ki her an sevgi kokardı
Bu hâl bizim hâlimiz değildir dostlar

Aşk deryasından yükselen bir buluttuk

Devamını Oku
Zeynal Yaman

Neden kana karşı bu kadar özlem duyarsınız?
Neden şehvete dönmüştür sizde ölmek, öldürmek?
Hiç mi bir şey söylemez size feryad u figanımız?
Hiç mi aklınıza gelmez yaşamak, yaşatmak?

Neden en zehirli okunuzu barışa atarsınız?

Devamını Oku
Zeynal Yaman

“Hatasız insan olmaz” diye meşhur bir sözümüz vardır. İnsanlar hatasız olmaz da, o insanlardan mürekkep millet ve o milletin meydana getirdiği devlet hatasız olabilir mi? Elbet de olmaz. Hatalarını, kusurlarını fark eden insan tövbe eder arınır. Böyle bir farkında oluş insanı, başkalarının kusurlarından çok kendi kusurlarını görmeye sevk eder. Aksi takdirde insan çürür, leş olur. Peki, millet ve milletin oluşturduğu devlet nasıl arınacak, nasıl tövbe edecek? Her şeyden evvel böyle bir arınmayı kabul edecek mi? Diyelim ki kabul etti; nasıl tövbe edecek ve nasıl arınacak? Sahi, devletin tövbesi nedir, devlet nasıl arınır? Bu gibi soruların cevabı bugüne kadar verilmiş midir? Bilemiyorum.

Çoğu kişi devleti, kolektif aklın ürünü olduğu için daha az hata yapar zanneder. Oysa kolektif aklın kolektif sorunları vardır. Bu da devletlerin de hata yapmasına sebep olur. İstişareye dayalı sistemlerde devlet daha az hata yapar. Açık, şeffaf bir devlette istismarlar daha az olur, yanlışlar daha erken fark edilir ve çok geçmeden düzeltilir. Aksi halde, küçük günahların birikip insanların kalbini kararttığı gibi, kurumların hata ve günahları da birike birike devletin vicdanını karartır. Bu da yanlışları başka bir yanlışla düzeltmeye sevk eder ki işte çürüme de burada başlar. Kapalı sistemlerdeki erken ve içten içe çürüme bunun en büyük kanıtıdır.

Denetlenemeyen kapalı yapılar,”kendi gözündeki merteği görmeyip başkasının gözündeki çöpe kafayı takan” insanlar gibidir. Bunlar için düşman hep dışarıdadır ve bu düşman kendilerini yok etmek istemektedir. Bu tür yapılar, kendi içindeki çürümeyi örtmek için, hep hayali düşmanla boğuşup dururlar. Zamanla böyle bir düşmanın olduğuna da inanırlar. Yani, tam bir Donkişotluk hâli. Artık Yel değirmenleri, yel değirmeni değil, düşmandır ve imha edilmelidir. Fakat Donkişot için düşman, sadece yel değirmenlerinden ibaret de değildir. O, her an yeni düşmanların peşindedir; arar ve bulur. Çünkü Donkişotluk sürekli düşman bulmakla mümkündür. Gün olur bu yapı, gerçek düşmanını da üretir. Bir de bakarsın dağı taşı eşkıya ile dolmuş. Çünkü her aşırılık karşıtını üretir. Unutulmamalıdır ki “istibdat, anarşistlerini kendi koynunda besler.” Bugüne kadar bu hep böyle olmuştur; bugünden sonra da böyle olacaktır.

Devamını Oku