Babam ölmüştü hani,
Gözlerinde denizler kadar yaşlar vardı
Ağlıyordun.
Sarılmıştın bize,sımsıkı
Sende bırakıp gidecekmişsin de
Özlemlerini içinde tutar gibi.
Bak yine yağmur yağıyor İstanbul gecesinde
Sen yoksun,sesin yok,tenin yok
Sezen'de çalmıyor artık
Rakı şişeleri boşaldı.
İstanbul yine ağlıyor
Gökyüzünden düşen damlalar
Aşk seni sevmek ise
Aşk sana dokunmaksa
Aşk sensizlikte
Gün doğumunu seyretmekse
Ve aç susuz kalmaksa sensizlikte
Acı ise soluksuz
Bu gün senin günün annem
Sana sarılma günüm.
Sevildiğini bilme günün
Sensizliğin kaçıncı yılı, unuttum.
Öyle uzun zaman ki
Özledim desem,
Dört mevsimi yaşatmalısın yar
Sevdirirsen kendini bana
Böyle sevdirmelisin.
Sende yanmalı gönlüm
Sende tüketmeliyim ömrümü
Ateşten gömlek olmalı
Emeklemeye başlayan bebek gibi,anne sütüne muhtaç
İlla sabahımsın
Gününe başlangıcım,sen benim martı çığlığımsın
Vapur düdüklerine karışan sesim
Sen,salacakta gazeteye sardığım içkimsin.
Sen dalgalı denizimsin,mavim gökyüzüm
Bu gün Salacak'taydım yine,
Bu sefer yalnız değildim
Dostlar vardı mecliste
Seni andım
Biraz sözden,biraz içten
Dilime getirmediklerim vardı çoğu zaman
Kutsal kitaplarda,
Sevmenin güzelliklerini anlatmış
Tanrım.
Demiş ki; _Sev kulum_
Seven yürek paylaşır
Paylaşmayı ögrenen
_Aşkı tarif et_ der bazıları
Yemek mi bu tarifi olsun?
Tuz koyarsın biraz salça
Zeytinyağlıysa şekeri unutma!
Aşk tarif edilebilinir mi?
Yüreğe düşen ateşi
Deniz kumlarını nasıl geri alırsa
Bende seni alacağım
İçime bedenime
Hep bende kalacaksın
Gitmek istesen bile
Gidemeyeceksin
her şiirde bir ben buldum benden öte....