Benim gönlüm alışkın yanmalara,
Gel bir de sen yak yakabildiğince!
Çok dalıp çıktığım ummanlara,
Gel bir de sen at atabildiğince!
Ne yağmurda zevk aldım ne güneşte,
BEYŞEHİR GÖLÜ
Yeşil kurbağalar öter sazlarda,
Dağıt saçlarını savur rüzgarda,
Şu gönlüm avunsun mavi sularda,
Torosların mavi Beyşehir Gölü.
Ne zaman
bir çocuk görsem
kimsesiz
sur dibinde biten
fidan gibi
hiç değilse
Saklambaç oynadık birlikte
eş oldu çocukluğum bana
sevda dersem çık dedi
savaş dersem çıkma...
Toros yaylasının
sarp kayalarında açan
kar çiçekleriydik biz
yaşanmamış sevdalara
yayla olurdu
gönüllerimiz.
Göller diyarında inci gibisin,
Sedir ağacınla en birincisin,
Gelinlik kız gibi hep dikilirsin,
Süzülüp durursun öyle Kızıldağ.
Ötüşür çamlarda coşar kumrular,
Gözlerin sürmeli, kaşlar yay gibi,
Tarlada başakta ak buğday gibi,
Şanlı bayrağımda yıldız ay gibi,
Seni Anadaolu gibi sevdim ben.
Cephede Mehmedim aslanlar gibi,
Hani bir keresinde ıslaktı kirpiklerim
Gözlerime toz kaçtı demiştim ya
Oysa hasretindi gözlerime kaçan
Söylediğim yalandı
Çünkü yerini
Hiçbir şey dolduramadı...
Düşmanlar saldırdı hep akın akın,
Dünyanın şaştığı tarihe bakın,
Bir asır önceydi bahara yakın,
Yiğitlerin harman olduğu gündü.
Mermiler çarpışıp düştü havadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!