İç geçirmelerle kanatlandı ruhum,
ve bedeninde kayboldu.
Ayıkla hüznü acıdan, hüzün ki;
ruhun yalnızlıkta dinlendiği....
Arala çilek renkli dudaklarını,
ve söyle aşkın şarkısını...
Yüzündeki hüznün bile
güle dönüşür...
gülüşün ise, büsbütün
Gülüstandır...
ağlamak sana göre değil,
yaz yağmurum,
Benim yönüm sensin,
Nereye baksam,
sen varsın!
nereye dokunsam,
senin sıcaklığın...
bütün bakışlar,
Sevenlerin adları verilir,
bizde; yıldızlara...
bir sevda öyküsüdür
bu...
kuşaklar boyu süregelmiş,
sevdanın kutsallığı adına.
Bırakıp gitti o çok uzaklara,
Küskünüm yıllardır hep aynalara,
Tükenen ömrümü, mazide ara,
Bana güneşi unutturan sensin
Yıldızları sayıklarım her akşam
Dağınık bir zihinle,
Herkesten kaçıp sana sığınırdım bilirsin
Ölüme terk edilmiş hasta gibiyim şimdi
Bir iksir olsan yarama keşke
Yine güz geldi sarardı dünya,
Ağaçlar sarardı yapraklarından,
Derdin de,rengi sarı kederin de,
Işıkları sarı,Gemici fenerinin;
Denizin mavisine inat,
Işıkları sarı toprak damlı evlerin,
Yaslanırdık kumlara her yaz,
Bir yanımız güneş yanığı;
Diğer yanımız kabuk bağlardı;
Üstümüzde, nehir martıları,
Nasıl da güzel figürler çizerlerdi
Umutları, yarına taşıyarak.
Yaşlı bir çınarın gölgesinde ısındım.
Hazanlarla sonbahar,
Güneşin bulutlarda gizlendiği bir öğle vaktiydi.
Sığınağındaydık gülşenin güzde,
Gün doğumuyla başlayan
Bir şebnem ile göz yaşı gülde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!