Gökyüzünden güller yağdırsam gül yüzüne,
Bir tebessüm için yeter mi?
Ömrümün karanlığına güneş olursun belki;
Bilemezsin;
Nasıl bir gelin odasına dönüşeceğini hasta yatağımın.
Gökkuşağı kırmızısının, nasıl doğacağını;
Gece edepli; kelimeler mahcup olur,
Aşkın tefsirinde,
Kalem yorulur,
Dil susar,
Dile düşmeyenin şerhinde.
Kifayetsiz kalır akıl,
Güzel olan zulüm görür;
Yürekler burkulsun diye,
Dalları bükülsün diye,
Umudun.
Değişmez kaderin tecellisi bu;
Yazılan yabancı, gören yabancı!...
Ayrılık, bir daha boynumu vurdu;
Sevilen yabancı, seven yabancı!...
Mektupları yırt, kalmasın sende;
Zaman eskitir saatleri süratle
kapanan gözde, uzanır gider yıllara
Dün, bir yıl sonraki güne dönüşür
Asılı kalır kirpiklerde mevsimler
Sen o değilsin! zamanı durduran bende
Yüreğime dokunan esrik dolunay
Ey mevlam;
Binlerce tuzak var her yanımızda,
Çağrıları muhteşem,
Meyletmese bari, bu fani yürek,
Kar mevsimindeki, kuşların çaresizliğiyle müştak,
Sırrına agahım aslında, bu geçici lahzanın,
Kitap gibidir okunur başka hayatlar.
Çok şey saklıdır bilmediğimiz
Bildiklerimiz ise kifayetsiz.
Kırıldıkça güçlenir kimisi,
Güler gidenin ardından,
Yalan söyler kimisi,
Bir kehribar akşamın büyüsünde,
Resmimi çiziyorum, aynadaki yansımamdan
Yüreğim gördüğünce...
Yeterince benzemezse bana
Tanımıyorum kendimi demektir.
Üzülürüm o an
Kaç kez seni seyrettim
hasretle o gün,
Senden habersiz,
Anılar gizliydi yüzünde
Adres adres,
Masum ve hüzünlü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!