Öyle yıkılmaz kalelerim yok benim,
Her atılan topa mermiye dayanacak...
Aksine çok dayanıksız biriyim,
Ufak bir darbede enkaza döner her yerim...
Düşmeyen bir insan da değilim
Ne güzel kelime beklemek...
Ve beklemek ne güzel yaşamak...
Bekleyerek yaşamak...
Bir gün geleceğinden emin olmadan;
Ama geleceğine dair umudu hiç kaybetmeden yaşamak...
Bir günüm,
Bir gecem,
Bir şiir okumadan geçse
Ya da yazmasam şu deftere;
Yarım kalıyor sanki her şey...
Sanki her şey ben gibi oluyor...
Önce şöyle derin bir ‘Of...’ çekiyorum...
Sonra halime bakıp ‘Ah...’ ediyorum...
Yüreğim sızlıyor “Önünde onca nimet,
Sırtında onca günahla,
Nasıl dersin!” böyle deyip
Pişman oluyorum...
Annem...
Canım Annem, ayakların...
Yemek yemediğim zaman, peşimden koşturan ayakların.
Uyumadığım zaman, salladığın ayakların.
Evlatları için hiç yorulmayan ayakların.
Nasıl ki tövbeyi önce yürekler etmeliyse 
Tıpkı onun gibi işte Bayım...
Tıpkı sadece Allah için edilen tövbe gibi
Tıpkı bir tövbenin samimiyeti gibi
Sevda önce yürekte başlamalı...
Ağlayarak dünyaya geliyorsun...
Bir bakıyorsun;
Varsın,
Nefes alıyorsun,
Yaşıyorsun,
Bayım,
Size sizin için
Yani benim için
Azar azar kendimi
Yani sizi biriktiriyorum...
Beni sorarsan, iyiyim.
İdare ediyorum işte...
Yokluğunda yalnız değilim belki;
Ama sensizim...
Sensizlik, en büyük yalnızlık sanki...
Sana soruyorum;
Güzel bir sesle uyanıyorum.
Dünyanın en güzel çağrısına
Gözlerimi açıyorum.
Gecenin en karanlık vaktinde
Aydınlığa yaklaşıyorum...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!