/ kehribar taşlı, sonsuz sayılı zikir tespihi gibi, çektikçe zamanı,
rüyalardan uyandırma saatini çalma sakın, ne kendine ne de bana
en hatırlanmayacak rüyalar bile, bırak saklı kalsın yastığın altında
bak, gördüğün şu uzak gezegenin mesela, giriş kapısının üstünde
bugün yazılı ya ismimizin baş harfleri, bildiğimiz bütün alfabelerde
...biri yarın kıyamet kopacak dese, koparsa kopsun kıyamet, bize ne.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Her şey zamanında güzeldir demişler. Allah bütün yarattıklarında ve emirlerinde nice güzellikler vermiş. Önemli olan karıştırmadan tat almaktır. Tebrikler.
Kimden: Yasar Fan
Kime: uzungemici / cevat çeştepe
Tarih: 23.08.2010 21:28 (GMT 2:00)
Konu: Yn: [grubal-enfeksiy..] ZAMANI ÖĞÜTMEK, AŞK İLE - yeni şiir
Sevginin gücü zaman içinde nelere kadirdir.., usta kalemden bir kez daha hatırlamak güzel oldu.. Tebrikler.
Bektaşiye bir gün sormuşlar...
Gelse bir dilberi ahu
Olsa savmı ramazan
Dilber-i ahumu efdaldir ,
yoksa savmı ramazan mı?
Bektaşi cevap verir:
Fırsatı fevketme zinhar...
Sür sefasın dilberin
Olur kazası savmın
Olmaz kazası dilberin
Bir Cevat CEŞTEPE klasiği okumanın mutluluğu.Harika bir sevda şiiri.Gerçek zamanlarda ,geçmiş zamanlarda ,zamanın her deminde masmavi sevdalar ,sevmeler sevilmeler...............
Alkışlarrrr, alkışlarrrrrr şiire şaire Ant.+10 puan
yağmurun seli akar gider, gökkuşağı gelir sonra, şimdi yanımdasın ya.
zaman öğütür kendini, kendi değirmeninde, şimdi sevişmek zamanı/
Yine müthiş bir şiir okuttunuz Ömrünüz hep gökkuşağı gibi renkli olsun
Kutluyorum değerli kalemi
Tükenir mi ki zaman sevişirken,ya da sevişmek zamanı olmayan zaman var mıdır ki ,eğer yaşanan gerçek bir svdâ ise ?
İşte,şiirin en güzel yanı,her dzesi Çeştepe kokan güzel söyleyişlerdeki sevginin ,gerçek bir sevdâ olduğunun bangır bangır bağırmasıydı bence...
Teşekkürle kutluyorum bu çok güzel aşk şiirini Cevat Bey,
Saygılarımla,
Ünal Beşkese
Başarabilsek: Zamanı aşk ile öğütebilseydik ah çekermiydik giden yılların ardından.
Yüreğinize sağlık.
Yapamadıklarımız... yapacaklarımızın teminatı degildir..
Bence şimdi herşeyden vazgeçmek zamanı...
Aşkın bitimsiz tukusunu çok güzel yansıtan şiirinizi kutlarım Sayın Cevat Bey, mutluluklar sizinle olsun!(10on)
‘Aşk’ ile öğütülen zaman… Öğütülmek olgusu şiirselliğin ötesinde bir duruş sergiliyor sanki sanki bir olumsuzluğu anlatır ya da anlatacakmış gibi, oysa aşk ile öğütülen zaman yani, ‘Zamanı öğütmek, aşk ile’ ki söz konusu olan zaman bir ömrü tanımlıyorsa bir de, düşünsenize kaç asır yaşamış olur insan kelebeğin ömrü kalitesinde…
Çok güzeldi, kutluyorum güzel çalışmanızı Sayın Cevat Çeştepe
Bu şiir ile ilgili 86 tane yorum bulunmakta