Kalan kalmalıydı galiba
Giden de gitmemeliydi
Ahşap evlerin yağmuru
İçeri damlardı
Hani dışarıda diner
İçeride dinmezdi
Öyle güzel kokardı
Öyle güzel batmazdı
Onu isterim bunu isterim yok
Bisiklet yok bilgisayar yok
Tek göz oda ortaya lamba
Ama bizim gözümüz tok
Zamane ihtiyarları çıkmış basamaklara
Sahnede gökdelenler
Babam sert adamdı sert
Dediği dedik kestiği kestik
İçerdi içmesine ama
Müzeyyen Senar severdi
Ayakkabıları boyalı gezerdi
Mert adamdı babam mert
Uykusunda severdi insanı
Nerden mi bilirim
İyi yaparım uyuma rolünü
Söz dinletemezsin mektepliye şimdi
Ne baba bilir ne anne
Çağdaş bir ülke
Ve okunmayı bekleyen kitaplar
Kırık kalemler ve bir de gölge
İdealim yok yok kelime
Zamane ihtiyarları sormuş geçenlere
Ne diye bu telaş mahallede
Sevmek pahalıydı
Dokunmak ise rüyalarda
Camekandaydı mankenler ama
Bakmaya para lazım para
Evkaf azla yetin derdi
Annem belini eğerdi
Daha kederliydi üzülmeleri
Daha kırılırdı canları
Adı eski kalmış insanların
Bu gün de kalabalık pazar yeri
Hiç gönlü yok gidenlerin
Nereden mi gördüm
Başkanıyım ben ihtiyar heyetinin
Zamane ihtiyarları bilerek tamire yollamaz
Yelkovanı yavaşlamış yalancı saatlerini
Zehra derdi halam anneme Zehra
Nerede senin şu iğne oyan
Koşarak gelip kapıda durduğumda
Derdi büyük adam olur
Senin gibi çalışan
Kandırırmış beni halam da
Küçülttükçe küçültürmüş zaman
Spor arabalara yetişemez görüşüm
Ben faytonlarla büyüdüm
Ve küçüldüm
Talep ettiğim kadar değil
Yaşantım bunlar arz edemediklerim
Hadi torun kap bastonu
Süpermarkete gidelim
Bahattin nerede senin enerjin
Bahattin torunum benim
Hadi gidelim
Zamane ihtiyarları durmuş gölgesine ıhlamurların
Cenneti koklamaya çalışanlar gibi heyecanlı
Boyamıştık Burhanettin ile
O bağ başındaki ağaç evimizi
Adımız deliye çıktı deli
Ama bilmezdi umutsuzlar kafilesi
Bendeki sevinci
Manzara iyi ağaç yeşil
Eğil ayaklarıma rüzgar da
Efendini bil
Derim hep acele yapılanlara
Senin efendin kim
Konuşmaz yapmacık eşyalar benimle
Olsun anlatırım ben çiçeğime
Gülmeye iki kişi lazım diye
Yalnızlık hakarettir seslere
Onlar da uzanmak ister
Hissedilebilme ihtimaline
Sandalyede oturuyorum adım Bahattin
Bakardım ağlayarak suretine
Otururdu sandalyesinde böyle dedem benim
Zamane ihtiyarları hayat denen resimde
Sarı rengi severmişler yine de
Zamane ihtiyarları dönüp gitmişler bir gün
Sığamamış gemiler denize
Zamane ihtiyarları günün birinde!
Kayıt Tarihi : 3.8.2008 12:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Zamane ihtiyarları bakmışlar bana derinden Anlatmışlar masalını beklenilenlerin Zamane ihtiyarları kederinden Işıklarını kapatmışlar evlerin
Uykusunda severdi insanı
Nerden mi bilirim
İyi yaparım uyuma rolünü
Diline saglık
TÜM YORUMLAR (1)