Dün yine seni seyrettim,
Sen farkına bile varmadan.
Biraz senden korktum
Sonra içimden fazlaca sevdim.
Neydi o hızın, bir içeri bir dışarı
Ağdan evini yapmak için
Yağmurlu bir gecenin ardından güneş açacak,
Biliyorum.
Islanan topraklar yeniden kuruyacak,
Biliyorum.
Filizler büyüyüp toprağı yarıp güneşe merhaba diyecek,
Biliyorum.
Hey, sana sesleniyorum!
Sözlerimi duymazdan gelme.
Arkanı dönüp, gitme!
Sende yoksan yanımda,
Ben kime güveneceğim.
Şimdi senin yokluğunda,
Bir umut olur önceleri bir haber beklemek,
Gözlerin arar olur ismini cismini.
Yüzümde bir tebessüm,
Gözlerimde fer,
Adını sanını görünce.
Bir an gelir kaybolur gidersin,
Sahip olduğumuz beş duyu organından en çok hangilerini daha çok kullanırız diye şöyle bir düşündüğümde bayağı şaşırdım...! Tat almak organımızı yani dilimizi ancak yemek yediğimizde kullanıyoruz genel olarak aslında ama bakıyorum ki hepimizin farklı duyu organlarını dış dünyaya kapatmış olduğunu fark ettim, ne acıdır ki! Etrafınıza baktığınızda göreceksiniz, kimileri kulaklarını kapatmış duymuyor, kimileri gözlerini kapatmış hiçbir şey görmez olmuş, kimisi de ağzını kapatmış bir kelime bile etmiyor etrafında olup bitene sessiz kalıyor. Anlayacağınız bir toplumca hani resimlerini gördüğümüzde kahkahalarla güldüğümüz O ' Üç Maymun'u ' oynuyoruz.
Bırakın artık oynamayın etrafınıza bir bakın ne dediğimi anlayacaksınız.
Adım aşk benim, şarkılarda.
Adım aşk benim, notalarda.
Adım aşk benim, sevdalarda arandığında bulunanım.
Adım özlem benim, yüreklerde.
Adım özlem benim, gözyaşlarında.
Dün, televizyonda sadece birkaç kanal vardı,
Bugün, kanal sayısı belli bile değil.
Dün, elele tutuşmaya ayıp deniyordu,
Bugün, hayatın gereksinimi gayet normal.
Büyüye küçüğe saygı sevgi vardı,
Bugün bayramda bile arayan yok.
Yalnız bir gece, serin ve karanlık,
Gökyüzü kapalı yıldızlar firarda.
Aklımda bin bir düşünce yol alıyorum.
İçimde, anlatamadığım O tarifsiz duygular,
Sarmışken dört bir yanımı.
Ben yarınımı arıyorum.
Gözlerinin içinde, bir güneş ışıltısı hiç değişmeyen.
Gündüzün de gecesin de aynı olan.
Yüreğinde, kocaman bir sarayı saklayan
O sarayın İçindede onlarca sevgiyi barındıran
Yüzü aydınlık bir gülümseme dolan eksilmeyen hep artan
Sen saklı sözlerle dile getirilen yasak bir günahsın,
Denizin esintisini ve martıların sabah çığlığını sana gönderiyorum,
İskeleden kalkan gemi ağır ağır yol alırken limandan,
Geride bıraktığı köpükler kadar, Bil ki sana özlemim var.
Sana hasret gözlerim yine seni arıyor ufuklara dalarken..
Bilirim ki; yağmurlu bir eylül akşamında geleceksin
İkimizi de ıslatacak yağan yağmur, sevgimiz ve özlemimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!